Onayın insanı iyi hissettirdiği açıktır. Bunda yanlış bir şey yok, doğal ve sağlıklı bir durum. Ayrıca da, onay alamama ve reddedilme, ağızda acı bir tat bırakan sevimsiz bir durumdur. Ancak insanidir ve anlaşılabilir. Onay alıp almamanın sizin değerinizi ölçmek için uygun ve nihai kıstaslar olduğunu inanamaya devam ettikçe derin ve bulanık sularda yüzüyor olacaksınız.
Elbette eleştiriden korkabilirsiniz çünkü değerli ve mutlu olmak için diğer insanların sevgi ve onayına gereksiniminiz olduğunu hissediyorsunuzdur. Bu bakış açışıyla ilgili sorun şu ki, enerjinizin tümünü insanları memnun etmeye adamanız gerekecek ve yaratıcı, üretken bir yaşam için size pek bir şey kalmayacaktır.
Bahse girerim halen motivasyonun nereden kaynaklandığını kesin olarak bilmiyorsunuz. Size göre hangisi önce gelir motivasyon mu, eylem mi? Motivasyon dediyseniz, harika! Mantıklı bir seçim yaptınız. Ne yazık ki, yanıldınız. Motivasyon değil, eylem önce gelir. Hareketi başlatmak için çaba harcamalısınız. Sonra motive olmaya başlayacaksınız ve sular kendiliğinden akmaya başlayacak. Erteleyen kişiler sıklıkla motivasyon ve eylemi karıştırırlar. Bir şey yapmak için havaya girene kadar gereksiz yere beklersiniz. Onu yapacak havada hissetmediğiniz için de otomatik olarak ertelersiniz. Hatanız, motivasyonun önce gelerek hareketliliğe ve eyleme neden olduğu şeklindeki yanlış inancınızdır. Genelde bunun tersi doğrudur, eylem önce gelmelidir ve motivasyon daha sonra gelir.
Davranışınızı değiştirmek, düşünme şekliniz üzerinde olumlu bir etki yaparak kendinizi daha iyi hissetmenize yardımcı olacaktır. Eğer motivasyon sorununuzun özünde yer alan yenik düşüren tutumlarınızı da yalanlayacak şekilde davranışlarınızı değiştirirseniz, yenik düşüren yapınızı da değiştirebilirsiniz. Benzer şekilde, düşünce biçiminizi değiştirdikçe, bir şeyler yapmak için kendinizi daha iyi hissedeceksiniz ve bunun düşünme biçimleriniz üzerinde daha güçlü olumlu bir etkisi olacak. Böylelikle uyuşukluk döngüsünü üretkenlik döngüsüne dönüştürebilirsiniz.
Biliş, bir düşünce ya da algıdır. Diğer bir deyişle, bilişleriniz herhangi bir anda olaylar hakkında ne düşündüğünüzdür. Bu düşünceler zihninizde otomatik olarak akar ve kendinizi nasıl hissettiğiniz üzerinde büyük etkileri vardır.