Yazı, insanların belki de en büyük icadıdır.
DNA'mızdaki nitrojen, dişlerimizdeki kalsiyum, kanımızdaki demir, elmalı kekteki karbon çöken yıldızların içinde üretilmiştir. Hepimiz birer yıldız tozuyuz.
Çağımızın üçüncü dünya sorunlarından en önemlisi, okumuş sınıfların zengin çocukları olması, bunların da statükonun sürüp gitmesinden çıkarları bulunması ve kol işçiliği yapmaya ya da alışılmış bilgi sınırlarını aşmak için meydan okumaya kalkışmamalarıdır.
Ateş hiçbir kimyasal elementten oluşmuş değildir. Yüksek ısı derecesinin atom çekirdeğindeki elektronların bazılarını koparmasından ötürü ışın saçar duruma gelmiş bir plazmadır.
Demokritos'a göre, yaşamın tümü anlayarak ve eğlenerek geçirilmelidir, onun için anlamak ve eğlenmek aynı şeylerdi.
Bence, tarihteki o ânın en ironik simgesi, Apollo 11'in aya götürdüğü, Başkan Richard M. Nixon'ın imzasını taşıyan plakettir. Üzerinde şöyle yazıyordu: Tüm insanlık adına, barış için geldik. Birleşik Devletler, Güneydoğu Asya'daki küçük ulusların üzerine 7 ½ megaton konvansiyonel patlayıcı atarken kendi kendimizi insanlığımızdan ötürü kutluyorduk: Cansız bir kayanın üzerindeki kimseye zarar vermeyecektik. O plaket hâlâ orada, Sükûnet Denizi'nin havasız ıssızlığında, Apollo 11 in Ay Modülü'nün tabanına tutturulmuş halde duruyor. Eğer kimse dokunmazsa, bugünden itibaren bir milyon yıl okunabilecek.
Bilim bilgi kütlesinden daha fazlası; bir düşünme tarzıdır.