Tanrı vardır ya da yoktur. Ama biz hangi durumun doğru olduğunu akılla bilemeyiz.
Bir oyun var: yazı-tura. Bahse girmeniz gerekir. Hangisini seçeceksiniz? Akıl, iki tarafta da kesin bir şeyi ortaya koyamaz.
O hâlde düşünün: Tanrı’nın var olduğuna bahse girerseniz ve eğer O varsa, sonsuz mutluluğu kazanırsınız; yoksa bile pek bir şey kaybetmezsiniz.
Ama Tanrı’nın var olmadığına bahse girer ve yanılırsanız, sonsuzluğu kaybedersiniz.
O zaman ne yapmalı? Sonsuz mutluluğu kazanma ihtimali varsa ve kaybedeceğiniz şey önemsizse, inanmamak aptallıktır.
Öyleyse inanınız. Bu sizi ne kandırır ne de zarara sokar.
Bir kitap yazarken en son bilinmesi gereken şey, neyi ilk sıraya koyacağınızdır.
Mekan olarak evren dört bir yanımı çevreleyip, beni bir atom zerreciği gibi yutuyor; ama ben, düşüncemle dünyayı kavrıyorum.
İnsanlığın bütün sorunları, insanın bir odada tek başına, sessizce oturamamasından kaynaklanır.