Senin için ölebilirim. Ama senin için yaşayamam.
Sevgiden en çok söz edenler, onu hiç hissetmeyenlerdir.
Ben hiçbir şeyin simgesi olmak istemiyorum. Ben yalnızca benim.
Diyelim ki ben 60 sene yaşayacağım. Bu zamanımın çoğu çalışarak geçecek. Çalışmak için kendime iyi bir iş buldum diyelim. Eğer o işi sevmezsem bu 60 sene bana işkenceden başka hiçbir şey olmaz.
Bu doğru mu? diye sormuyorlar. Başkaları bunu doğru buluyor mu? diye soruyorlar. Kendilerini sorgulamak için değil, tekrarlamak için.
Yüzyıllardır, hayatınızın Tanrı’ya ait olduğu vaazını verenlerle, topluma ait olduğunu iddia edenler arasında ahlâk savaşı verildi. Onlar iyiliğin, cennetteki ruhlar için kendini feda etmekle dünyadaki yetersizlere feda etmek olduğunu söylerken kimse size gelip de size ait hayatınızı yaşamanızın asıl iyilik olduğunu söylemedi.
En kanlı savaşlar, ya aynı dinin farklı mezhepleri arasında, ya da aynı ırktan gelme kardeşler arasında çıkan savaşlardır.”