Plazma bir gazın enerji verilerek iyonlaştırılmasıdır. Normalde atomlarda elektronlar atom çekirdeğine bağlıdırlar, atom bir bütün halinde hareket eder. İyonlaştırmak elektronlarla atom çekirdeği arasındaki bağın koparılmasıdır.[1] Plazma halindeki maddelere şimşek, yıldırım, kutup ışıkları, kibrit alevi, güneş ve diğer yıldızlar, floresan lamba gibi örnekler verilebilir. Daha açıklayıcı anlatmak gerekirse plazma dendiğinde aklımıza genelde bir çeşit gaz gelir. Temelde bu yanlış bir düşüncedir. Plazma "gaz gibi" değildir. Plazma fazında, moleküllerin elektronları çekirdeklerinden ayrılırlar ve ortaya çok hızlı hareket eden iyonlaşmış moleküller ile onların serbest elektronları kalır. Bu serbest elektronlar sayesinde madde çok yüksek bir iletkenliğe kavuşur. -Yıldırım buna örnek verilebilir. - Gaz faz ile plazma fazının temel farklarından biri plazmanın yüksek bir iletkenliğe sahip olmasıdır. Aynı şekilde plazma fazındaki maddeler elektromanyetik alanlardan etkilenirken gaz fazında bu durum tam tersi şekilde işler. Kuzey ışıkları dediğimiz olay da aslında güneşten gelen plazma dalgasının dünyanın manyetik alanıyla etkileşimi sonucu oluşur. Kısacası plazma bir katı veya sıvı gibi elimizle tutabileceğimiz türden bir şey değil. Ancak görebiliriz.
Rantabl…
Çünkü verimli değil…
Bu tıpkı okyanus dibinde yaşamaya adapte olmuş bir canlının neden kanatları yok demeye benzer. Cevabı da basit: Soyunu tüketir çünkü o ortamda işlevsiz ve aksine engel de ondan…
Ya da kuşların neden solungacı yok gibi….
Eğer neden ile sonucu doğru dizilemez isek her şeyden her şeyi çıkarmaya başlarız. Ancak zaman ve mekan ile neden ve sonucu doğru dizelediğimizde sorunun kendisinin cevabı kendiliğinden çıkar: Muhtemeldir ki tek gözlüler ve çok gözlüler de şansların denedi fakat doğa iki gözlülere yol verdi çünkü hayatta kalmak ve soyun devamı için o günün doğal koşulları buna daha uygundu, hepsi bu… Bu uygunluk hala sürüyor hepsi bu…İşte buna en saf, yalın, katışıksız hali ile evrim deniyor, hepsi bu… Yarın koşullar değişirse bu da muhtemeldir ki değişir. Sevgiyle…
Çıkar fakat çıkıkça soğur!
Hem de normal şartlar altında (NŞA) her 200 metrede bir derece. Bu olmasa idi buharlaşan her şey uzaya kadar gider ve yiterdi.
Yağmuru buna borçluyuz, karı, doluyu da…
Yükseldikçe ısının düşmesinin sebebi basınçtır ve buna bağlı olarak havadaki moleküllerin ortalama enerjisinin ( tanecik sayısının azalmasına bağlı olarak) düşmesidir. Çünkü troposfer, güneş ışınlarının yerden yansıması ile ısınır. Troposfer, atmosferin yere temas eden en alt katmanıdır ve dağların en yüksek zirvesi bile bu menzildedir. Sevgiyle…
Muhafazakar: Sihir Bu Kelimede!
Bilim; inanç çemberinin dışına çıkabilen külliyattır.
Dinler de inanç temeli üzerine inşa edilir ve bu nedenle de dinler, evet bilim için her daim frendir.
İnsanlık tarihinin her coğrafya ve aşamasında bu somut olarak sabittir. Halen de dinin inanç temelli normlarının temel toplumsal norm yerine ikame edildiği her toplumda bunu görebiliriz.
Bilimi inşa etmek ile bilimin meyvesinden istifade etmek aynı değildir.
Bugün en katı din ve inanışlar bile bilimin her tür meyvesini yer ve yiyor: Aşılardan teknolojik aletlere, hava tahmininden kullanılan değişim aracı paraya kadar.
Bugün bunu izah edebilmek için kullanılan çok güzel bir kavram vardır: Muhafazakar, yani var olanı koruyan, muhafaza eden.
Bilim insanı, ilerici, devrimci her eskiyeni eler, hep arayıştadır. Aradığını bulduğu an hayata yedirmeye ve toplumun hizmetine sunmaya çabalar. Muhafazakar eskide ısrar eder ve ona sımsıkı sarılır.
Gözünü sevdiğim evrim burada da şakasını yapar ve eskiyeni de eskide direteni de elerim deyince, muhafazakar bu sefer yeni olana sımsıkı sarılır. Fakat bilim, ilerici ve devrimci artık yeni bir duraktadır ve kendi inşa ettiği eski olanı yine ve yeniden yeni ile değişime zorlar. Sonra aynı döngü: Reddediş, diretme, evrimin şamarı ve sahiplenme. Sonra yine ve yeniden
Ve evet, son söz olarak da yineleyebilirim ki; İnanma temelli inanç ile bilme temelli bilim uzlaşamaz. Uzlaşmış uzlaşabilir gibi bir görüntü ancak yukarıdaki muhafazakar anlatısındaki çeper ile sınırlıdır. Sevgiyle...
Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.