Paylaşım Yap
Tüm Reklamları Kapat
Tüm Reklamları Kapat

Helmont’un Ağacı: Hatalı Deneyler Bile Yeni Keşiflerin Önünü Açabilir!

4 dakika
10,891
Helmont’un Ağacı: Hatalı Deneyler Bile Yeni Keşiflerin Önünü Açabilir! Science
Tüm Reklamları Kapat

Çoğumuz Schrödinger’in Kedisi'ne aşina ancak pek çoğumuz bir 17.yy bilim insanı olan Belçikalı Helmont’tan ve ağacından habersiz.

Tam “çağının adamı” olan Helmont, diğer dönemdaşları gibi “spontane jenerasyon” (bugün yanlış olduğunu bildiğimiz bir fikir olan, canlıların cansızlardan hiçbir kimyasal evrim geçirmeden, birden bire ortaya çıkıvermesi: karıncaların oluşumuna şekerin neden olması düşüncesi gibi), “transmutasyon” (bir elementten başka bir element üretimi) ve tabii ki ölümsüzlük iksiri gibi konularla ilgilenmiş; bu konularla ilgilenirken bugün neredeyse hergün kullandığımız bir kelimeye isim babalığı yapmıştır.

Bu kelimenin ne olduğunu yazımız içerisinde öğrenene kadar, Helmont gibi sabırla bekleyelim.

Tüm Reklamları Kapat

Helmont, bir bilim insanının olması gerektiğinden daha fazla sabırlıydı. Meşhur ağaç deneyi beş yıl sürmüştü. Elbette günümüzde daha uzun süren deneyler ve bilimsel araştırmalar var. Örneğin Voyager’ın meşhur Soluk Mavi Nokta fotoğrafı Voyager’ın fırlatılmasından 13 sene sonra çekilmişti. Ancak bir biyokimya deneyi için 5 sene ancak sabırtaşlarının üstesinden gelebileceği bir süre. Helmont da bu sabırtaşlarından biriydi ve her ne kadar spontane jenerasyon gibi kadim deneylerle uğraşsa da asıl gerçeğin gözlenebilir, takip edilebilir, tekrar edilebilir deneylerle ulaşılacağını düşünüyordu; beş sene sürse bile. Aristotle’ın dört elementini (su, toprak, hava ve ateş) ve Paracelsus’un Arap simyacıların etkisinde kalıp belirlediği 3 temel maddesini (tuz, cıva ve kükürt) yeterince “modern” bulmayan Helmont’un kafasında iki temel element vardı: Su ve hava. Yine de Aristotle’ın ve Paracelsus’un etkisinden tam olarak çıkabilmiş değildi belki ama yine de bu sadeleştirmeyi daha modern buluyordu. Helmont’a göre bu iki element birbirine dönüşemiyordu. Bu düşünceler onu, bu deneyi yapmaya itti.

Helmont, (günümüzün ağırlık sistemiyle konuşacak olursak) tam 90 kg toprak tarttı. İçine 2,5 kg’lik bir söğüt fidanı dikti. Beş sene boyunca sadece yağmur suyu ve distile su ile suladı ve ayrıca dökülen yapraklarını tarttı. Deney sonunda ağaç 77 kg geliyordu. Toprak ise 57 gram kaybetmişti. Helmont deneyini sonuçlandırmış ve kararını vermişti. Ağacın kazandığı 74,5 kg’lık kütle, sulama sularından gelmişti. Bu iki temel element fikriyle de uyumluydu.

Helmont’un bu deneyi, metot açısından doğrudur. Ancak sonuç açısından pek doğrudur diyemeyiz. Bilim bu şekilde doğru bir yöntemle başlayıp, bilim insanının kanaati, istekleri, dünya görüşü ve arzuları doğrultusunda yanlış bir çıkarımla biten sayısız deneylere tanık olmuştur. Bilimciler de insandır. Onların da hırsları ve zayıf noktaları vardır. Bu hırslar ve zayıf noktalar onları bazen yanlış çıkarımlara itse de, doğrusunu yine ya kendileri veya başka bilim insanları sadece ve sadece bilimi kullanarak bulmuşlardır. Ünlü fizikçi Richard Feynman’ın da çok güzel bir şekilde ortaya koyduğu gibi, “Asıl hedef kendimizi kandırmamaktır. İnsan en kolay kendisini kandırır.” İşte bilim, her şeyin sonunda, insanın kendisini kandırmasını engeller.

Bir bilim insanının istemeden kendisini kandırması veya bir fikre çakılı kalması onun değerini kaybettirmez ama vaktini oldukça kaybettirir. Bilim tarihi çok vakit kaybeden bilim insanlarıyla doludur.

Tüm Reklamları Kapat

Ancak yine de, Helmont’un bu yanılgısına, çakılı kaldığı fikirlerinin yanı sıra fotosentezden de haberi olmaması neden olmuştu. Fotosentez, bitkinin atmosferdeki karbondioksiti ve topraktaki suyu alarak, karbonu ve oksijeni karbonhidratlar halinde kendi bünyesinde biriktirmesini ve bir miktar oksijeni de atmosferi geri vermesini sağlayan reaksiyondur. Böylece hem kendi besinini karşılar, hem de oksijen soluyan canlılar ağacın atmosfere verdiği oksijeni solurlar. Yeni kesilmiş bir odunun su kütlesi toplam kütlesinin yaklaşık 2/3’üdür. Bu açıdan Helmont neredeyse yarı yarıya haklıdır. Ancak kuru bir odunun kütlesinin yüzde 90’ı fotosentez kaynaklı karbon ve oksijenden oluşurken, kalan kısmı sudan alınan hidrojen ve topraktan alınan azot ve diğer eser elementlerden (toplamda yaklaşık %1) oluşur. Helmont’un 57 gramlık toprak kaybı, bu %1’lik azot kaybına işaret etse de Helmont burada da kişisel fikirlerine kapılıp bunu bir ölçüm yanlışı olarak düşünmüştür. Yine de Helmont’un bu uzun süren deneyi, bitkilerin kütlesini topraktan almadığını; başka bir kaynaktan aldığını kanıtlaması açısından bir ilerlemedir.

İronik olarak, fotosentezden haberi olmayan Helmont, başka bir deneyinde karbondioksitten bahseden ilk kişi olmuştur. 28 kg odunu yaktığında, geri kalan külün 500 gram olduğunu görmüş ve kaybolan 27,5 kilogramın bir buhar olarak uçup gittiğini söylemiştir. Bu buharın "gas silvestre", yani odun gazı olduğunu düşünerek , “Hunc spiritum, incognitum hactenus, novo nomine gas voco”, yani “bu ana kadar bilinmeyen bu buhara GAZ ismini veriyorum” demiştir. Havadan başka bir “buhar”ın varlığını ilk farkeden ve bugün kullandığımız gaz kelimesini tüm dünyanın kelime dağarcığına sunan Helmont, bu kelimeyi Yunanca boşluk veya boşluğu dolduran madde veya evrenin yaratılmadan önceki boşluğu anlamlarına gelebilen “khaos” (kaos) kelimesinden üretmişti. Bu odun gazının komposizyonunu bilmese de karbondioksiti bu şekilde tespit edebilmiş olan Helmont, bugün yaşayıp bu iki deneyinin birbiriyle birinci derecede bağlantılı olduğunu görseydi, sabrının ve çalışmalarının boşa gitmediğini farkeder, sevinirdi.

Kendini bilime adamış kişiler olarak bilimciler, her ne kadar insani hırslara sahip olsalar da, hatalı sonuçlara bile varsalar, asıl tatminlerini gerçekler ortaya çıkarken, bilimle uğraşırken, soru sorarken, kendilerinin ve başkalarının sorularına yanıt ararken ve yanıt bulurken, yani kısacası bütün hayatları boyunca yaşarlar. Bilim bir süre sonra insanı hırslarından arındırır ve daha mütevazi yapar. Bilgi ve mütevazilik bir arada bilgeliği getirir. Günümüzün meşhur bilim insanları, bilgilerinin yanında bilgelikleriyle de insanlara yol göstermelerinden ötürü bu denli ünlenmiş ve popülerleşmişlerdir.

Bilgelik sabırla sakal uzatanda değil, sabırla ağaç büyütendedir.

Bu Makaleyi Alıntıla
Okundu Olarak İşaretle
10
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Paylaş
Sonra Oku
Notlarım
Yazdır / PDF Olarak Kaydet
Bize Ulaş
Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git
Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?
  • Bilim Budur! 8
  • Tebrikler! 5
  • Mmm... Çok sapyoseksüel! 5
  • Muhteşem! 3
  • Merak Uyandırıcı! 3
  • Güldürdü 2
  • İnanılmaz 2
  • Umut Verici! 1
  • Üzücü! 0
  • Grrr... *@$# 0
  • İğrenç! 0
  • Korkutucu! 0
Kaynaklar ve İleri Okuma
Tüm Reklamları Kapat

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci

Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 26/11/2024 05:50:45 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/4213

İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.

Tüm Reklamları Kapat
Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Diş Gelişimi
Yok Oluş
Ekonomi
İhtiyoloji
Depresyon
Doku
Güneş
Aslan
Sars-Cov-2
Zihin
Araç
Ölüm
İklim Değişikliği
Ağız Sağlığı
Uzaylı
Hastalık Kontrolü
Hormon
Hasta
Travma
Ayak
Kontrol
Foton
Kimyasal Evrim
Köpekgil
Uyku
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Sosyal
Yeniler
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Yazı Geçmişi
Okuma Geçmişi
Notlarım
İlerleme Durumunu Güncelle
Okudum
Sonra Oku
Not Ekle
Kaldığım Yeri İşaretle
Göz Attım

Evrim Ağacı tarafından otomatik olarak takip edilen işlemleri istediğin zaman durdurabilirsin.
[Site ayalarına git...]

Filtrele
Listele
Bu yazıdaki hareketlerin
Devamını Göster
Filtrele
Listele
Tüm Okuma Geçmişin
Devamını Göster
0/10000
Bu Makaleyi Alıntıla
Evrim Ağacı Formatı
APA7
MLA9
Chicago
O. Kiper, et al. Helmont’un Ağacı: Hatalı Deneyler Bile Yeni Keşiflerin Önünü Açabilir!. (21 Şubat 2016). Alındığı Tarih: 26 Kasım 2024. Alındığı Yer: https://evrimagaci.org/s/4213
Kiper, O., Özdil, A. Ş. (2016, February 21). Helmont’un Ağacı: Hatalı Deneyler Bile Yeni Keşiflerin Önünü Açabilir!. Evrim Ağacı. Retrieved November 26, 2024. from https://evrimagaci.org/s/4213
O. Kiper, et al. “Helmont’un Ağacı: Hatalı Deneyler Bile Yeni Keşiflerin Önünü Açabilir!.” Edited by Ayşegül Şenyiğit Özdil. Evrim Ağacı, 21 Feb. 2016, https://evrimagaci.org/s/4213.
Kiper, Oğuzhan. Özdil, Ayşegül Şenyiğit. “Helmont’un Ağacı: Hatalı Deneyler Bile Yeni Keşiflerin Önünü Açabilir!.” Edited by Ayşegül Şenyiğit Özdil. Evrim Ağacı, February 21, 2016. https://evrimagaci.org/s/4213.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close