İnsandışı Hayvanlarda "Siyasi Seçimler": Hayvanların Siyaseti Ne Durumda?
Hayvanların Siyasi Yaklaşımları Bize Neler Öğretebilir?
Siyasetin en dinamik olaylarından birisi kuşkusuz "seçimler"dir. İnsanlarda siyasi seçim döneminin ne büyük bir curcuna ile geçtiğini hepimiz biliyoruz. Ama birçoğumuzun atladığı ya da bilmediği bir gerçek var: İnsanlığın siyasi eğilimleri gökten zembille inmedi. Nasıl ki fiziksel tüm özelliklerimiz evrimsel süreçteki insan-harici atalarımızın bize mirasıysa, siyasi davranışlarımızın kökenlerini veya benzerlerini de insan-harici hayvanlarda bulabiliriz. Sonuçta siyaset, bir topluluğu idare etmek ve bunu yaparken kararlar alabilmekle ilgilidir. Bunu yapan tek hayvan türü elbette ki biz insanlar değiliz. Mesela şempanzelerde işler nasıl yürüyor? Bonobolarda siyaset ne alemde? Arı demokrasisinde son durum nedir? Gelin diğer hayvanlarda siyasetin nabzını hep birlikte tutalım.
Yaşayan en yakın kuzenlerimiz şempanzelerle başlayalım. Şempanzelerdeki yönetim biçimi, tek erkek monarşisidir. Biz insanların krallıklarına veya padişahlıklarına benzetilebilir. Yönetim biçimi erkek hiyerarşisine dayanan şempanzeler için “kaba kuvvet” bir sosyal grubun başı olmak için hayli önemli. Ama yakın kuzenlerimiz, liderliğin sadece kaba kuvvetten gelmediğini bilecek kadar da bilgeler. Statülerinin ve hükümdarlıklarının devamlılığı için “politik” davranmaları gerektiğinin farkındalar. Bu nedenle beta erkeklerine, yani ikincil güce sahip olan erkeklere iyi davranmaya ve onları idare etmeye çalışırlar; ancak kendi statülerini tehdit edebilecek bireylere de engel olurlar. Buna rağmen hiçbir hükümdarlık sonsuz değildir. Lider olmaya aday olan şempanzeler, grubun diğer erkeklerini tımar ederek ittifaklar, yani yeni arkadaşlıklar kurarlar. Böylece etraflarını güçlendirirler. “Sen benim sırtımı kaşırsan, ben de senin sırtını kaşırım.” olarak özetleyebileceğimiz bu “karşılıklı fedakarlık” davranışı, özellikle grup lideri olmak isteyen erkeklerde daha belirgindir. Nihayetinde bu tip bir “darbe” girişiminin başarılı olabileceğini sezinleyen beta erkeği, süreç boyunca edindiği ittifakları da yardıma çağırarak doğrudan doğruya lidere, yani alfa erkeğine meydan okuyabilir. Genelde ölümcül bir kavgayla sonuçlanan bu meydan okuma sonucunda, ya iktidardaki alfa erkeğinin grubu kazanıp yerini daha da sağlamlaştırır, ya yeni lider adayının grubu kazanır ve eski alfa, sürüyü terk etmeyi veya ikincil konuma düşmeyi seçer. Liderlik ele geçirildiğinde, yeni lidere yardımcı olmuş diğer erkeklerin de 100-150 şempanzeyi bulan sürü içindeki statüsü de yükselmiş olur. Tabii bu defa da onlar gözlerini hükümdarlığa dikerler... Bu iktidar mücadelesi böyle sürüp gider... Hiç yabancı değil, öyle değil mi?
Bize en az şempanzeler kadar yakın olan bonobolarda ise işler neredeyse 180 derece farklıdır. Yine bir çeşit monarşi görülür; ancak grubun lideri erkekler değil, dişilerdir. Erkeklerin statüsü, annelerinin grup içindeki gücüne ve statüsüne bağlıdır. Erkeklerin çiftleşecekleri dişiler bile, anneler tarafından görücü usulüyle seçilir. Böylece erkekler arası seks kavgaları da en aza indirilmiş olur. Zaten genel olarak da bonobolar, şempanze erkekleri gibi savaşmayı değil, sevişmeyi tercih ederler. Her ne kadar şempanzelerde kavgalar sonrasında dudak dudağa öpüşme ve sarılma gibi davranışlar yoluyla barışma görülse de, bonobolarda toplum içi gerginlikler, düpedüz seks ile çözülür. İki bonobo bireyi arasında gerginlik varsa, bu gerginlik dil dile değdirme şeklinde öpüşme, oral seks, misyoner pozisyonunda yüzler birbirine bakacak biçimde seks ve hatta erkekleri seks oyuncağı haline getirme yoluyla halledilir. Görünen o ki bir toplumda erkeklerin gücü ve yetkisi ne kadar sınırlıysa, o kadar huzur ve sükunet var gibidir. Elbette bonobolarda da kavga görülür; ancak diğer maymunlara göre bu çok daha nadirdir.
Peki ya arıların “siyaset dünyası”ndaki son durumu hiç merak ettiniz mi? Bize çok daha uzak akraba olan arılarda, şempanze ve bonobo kuzenlerimizin aksine, monarşi yerine demokrasiyle yönetim biçimi evrimleşmiştir. Arı kovanının en önemli kararlarından birisi, yüzlerce arının getirdiği nektar bilgisidir. Her biri, kendi bulduğu çiçeğin en kaliteli nektarı ürettiğini iddia eder. Peki hangisi doğruyu söylemektedir, en kaliteli ve erişimi kolay nektar nerededir? Arılar güce dayalı bir dikte yerine, oylama yoluyla karar almayı seçerler. Bir arı, uygun bir çiçek ya da yeni bir yuva bulduktan sonra, bunun konumunu ve kalitesini yuvadaşlarına anlatmak için o meşhur arı dansını yapar. Bu danstan ilerleyen videolarda daha detaylı bahsederiz. Buldukları hedefin kaliteli olduğunu düşünen arılar inatla danslarını sürdürerek etraflarına destekçi toplarlar. Bulgularına güvenmeyen arılar ise ya danslarını kısa sürede sonlandırır ya da pek destekçi toplayamaz. Arıların bu davranışı, politik aktivistlerin demokratik yöntemlerle eylem kararı alması gibidir. Yeni bir yuva veya yeni bir besin alanı “dava”sında ezici çoğunluk sağlanana kadar dans ederler. En çok oyu alanın belirlediği bölgeye nektar toplama amaçlı uçuşlar başlar. Hah... Bir de demokrasi Antik Yunan'da başladı sanarız...
Peki ya insan harici sosyal hayvanlarda hiyerarşiyi tamamen ortadan kaldırmayı başarmış bir tür var mı? Belki tamamen değil, ama hiyerarşik toplum yapısını büyük oranda reddeden, "hayvanlar aleminin anarşistleri" olarak görebileceğimiz bir canlı var: Örümcek maymunları. Ormanın en hızlı maymunları olan bu uzak kuzenlerimiz o kadar barışçıllar ki, hiyerarşiye ihtiyaç duymaksızın sorunlarını çözebilirler. Bu kısmen uzak kuzenlerimiz, yalnızca ve yalnızca bir dış tehdit olduğunda örgütlenip, şiddete başvuruyorlar; sonrasındaysa hemen eski yaşantılarına dönüyorlar. Hiyerarşilere ve tepeden inme yönetimlere pek inandıklarını söyleyemeyiz.
İnsanlarla sıkı sıkıya ilişkilendirilen demokrasi, sosyalizm, kapitalizm, anarşizm, monarşi gibi politik ve ekonomik sistemlerin temellerini diğer hayvanlarda da görmek sizi şaşırtabilir. Ancak diğer türlerle kültürel anlamda da ortak bir mirası taşıyor olmamız, tarihimizin çeşitli evrelerinde politik spektrumun dört bir köşesindeki siyasilerin neden doğaya veya doğallığa başvurma safsatasını kullandığını anlamanızı sağlayabilir. "Doğru olan siyasi görüş şudur, çünkü diğer hayvanlarda da (veya doğada da) bu var!" argümanını mutlaka duymuşsunuzdur. Siyasi eğilimlerimizin, büyük oranda kültürel olsa da, biyolojik de bir kökeni olduğunu anlamak, bu konudaki dürtülerimizi dizginleyip, çok daha sağlıklı sistemler inşa edebilmemizin önünü açabilir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 12
- 8
- 4
- 4
- 2
- 2
- 2
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 23/11/2024 12:42:45 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/4157
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.