İnsan Deneyiminin Temelleri: Bebeklerin Rastgele Seçimleri, Ömür Boyu Tercihler Haline Geliyor!

Bu haber 4 yıl öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.
Bir bebek, pelüş oyuncaklarla dolu bir odada, tek bir pelüş hayvana uzandığında, görünüşte rastgele olan bu seçim, o seçilmemiş oyuncaklar için çok kötü bir haberdir. Bebek, büyük olasılıkla, seçmediği şeyi beğenmediğine karar vermiştir.
Araştırmacılar, uzun zamandır yetişkinlerin aslında aynı şeyler arasında seçim yapmak için hayatları boyunca farkında olmadıkları ön yargıları inşa ettiklerini biliyor olsalar da Johns Hopkins Üniversitesi tarafından yapılan bir çalışma, bebeklerin bile bu fenomene dahil olduğunu, seçimi haklı çıkarmanın bu yolunun sezgisel olduğunu ve bir şekilde insan deneyimi için temel olduğunu gösterdi.[1] Şimdilerde Pittsburgh Üniversitesinde bilişsel psikoloji alanında lisansüstü eğitim gören eski bir Johns Hopkins öğrencisi ve ortak yazar Alex Silver, şöyle diyor:
Bir seçim yapma işi, seçeneklerimiz hakkında nasıl hissettiğimizi değiştiriyor. Kendileri için seçim yapmaya yeni başlayan bebekler bile bu ön yargıya sahipler.

İnsanlar, sevdikleri şeyleri seçtiklerini varsayarlar; ancak araştırmalar, bunun bazen ters olduğunu gösteriyor: “Bazı şeyleri seviyoruz çünkü onları seçiyoruz ve seçmediğimiz şeylerden hoşlanmıyoruz.” Çocuk gelişimi konusunda uzmanlaşmış, Johns Hopkins bilişsel bilim adamı olan ortak yazar Lisa Feigenson şöyle belirtiyor:
Bunu seçtim, bu yüzden beğenmeliyim. Diğer şeyi ben seçmedim, bu yüzden o çok iyi olmamalı. Yetişkinler bu çıkarımları farkında olmadan yaparlar. Biz olgunun ardından seçimimizi haklı çıkarıyoruz.

Bu, diş macunu markalarından otomobil markalarına ve kot stillerine kadar her şey arasında her gün keyfi seçimler yapması gereken, tüketici kültürünün içindeki yetişkinler için mantıklıdır. Feigenson ve Silver için soru, insanların bunu tam olarak ne zaman yapmaya başladığıydı. Bu yüzden, Feigenson'un dediği gibi, “bu eğilimin kökenine mükemmel bir pencere” olan ve çok fazla seçeneğe sahip olmayan bebeklere yöneldiler.
Ekip, 10-20 aylık bebekleri laboratuvara getirdi ve onlara seçip oynamaları için nesneler verdi: iki eşit parlaklıkta ve renkli yumuşak blok. Her bloğu birbirinden ayırdılar, bu yüzden bebekler birine ya da diğerine sürünmek zorunda kaldılar, yani rastgele bir seçime mecburdular. Bebek, oyuncaklardan birini seçtikten sonra, araştırmacılar onu aldı ve yeni bir seçenekle geri döndü. Bebekler daha sonra ilkinde oynamadıkları oyuncaktan ya da yeni oyuncaklardan seçebildiler. Feigenson şöyle diyor:
Bebekler, daha önce seçmedikleri bir nesneyle değil, yeni bir nesneyle güvenilir bir şekilde oynamayı seçtiler, sanki "Hmm, bunu son seferinde seçmedim, sanırım onu çok sevmedim." der gibilerdi. Bu ana fenomendir. Yetişkinler, ilk etapta gerçek bir tercihi olmasa bile, seçmedikleri şeyi daha az sevecekler. Ve bebekler de aynı şekilde, seçilmemiş nesneyi tercih ederler.
Takip deneylerinde araştırmacılar, bunun yerine bebeğin hangi oyuncakla oynayacağını seçtiğinde, fenomen tamamen ortadan kalktı. Feigenson, eğer seçim unsurunu uzaklaştırırsanız, fenomenin de ortadan kalktığını söyledi. Silver, şöyle diyor:
Gerçekten yeniliğe dayalı ya da içsel tercihlerine göre seçmiyorlar. Bence bu gerçekten şaşırtıcı. Bebeklerin bu tür metodik seçimler yapmasını beklemeyiz.
Bebeklerde seçimin evrimini incelemeye devam etmek için, laboratuvar aşırı seçim yükü (İng: "choice overload") fikrini inceleyecek. Yetişkinler için seçim iyidir; ancak çok fazla seçenek, bir sorun olabilir. Bu yüzden laboratuvar, bunun bebekler için de doğru olup olmadığını belirlemeye çalışacak.
Evrim Ağacı'nda tek bir hedefimiz var: Bilimsel gerçekleri en doğru, tarafsız ve kolay anlaşılır şekilde Türkiye'ye ulaştırmak. Ancak tahmin edebileceğiniz Türkiye'de bilim anlatmak hiç kolay bir iş değil; hele ki bir yandan ekonomik bir hayatta kalma mücadelesi verirken...
O nedenle sizin desteklerinize ihtiyacımız var. Eğer yazılarımızı okuyanların %1'i bize bütçesinin elverdiği kadar destek olmayı seçseydi, bir daha tek bir reklam göstermeden Evrim Ağacı'nın bütün bilim iletişimi faaliyetlerini sürdürebilirdik. Bir düşünün: sadece %1'i...
O %1'i inşa etmemize yardım eder misiniz? Evrim Ağacı Premium üyesi olarak, ekibimizin size ve Türkiye'ye bilimi daha etkili ve profesyonel bir şekilde ulaştırmamızı mümkün kılmış olacaksınız. Ayrıca size olan minnetimizin bir ifadesi olarak, çok sayıda ayrıcalığa erişim sağlayacaksınız.
Makalelerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu makalemizle ilgili merak ettiğin bir şey mi var? Buraya tıklayarak sorabilirsin.
Soru & Cevap Platformuna Git- 18
- 14
- 9
- 2
- 2
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: SciTechDaily | Arşiv Bağlantısı
- ^ A. M. Silver, et al. (2020). When Not Choosing Leads To Not Liking: Choice-Induced Preference In Infancy:. Psychological Science, sf: 1422-1429. doi: 10.1177/0956797620954491. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 22/02/2025 13:47:40 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/10002
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in SciTechDaily. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.