Homo Erectus'lar Avlanmak İçin Fillerin Yollarını Takip Ediyordu!
Bu haber 7 ay öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.
Homo erectus'lar yüz binlerce yıl boyunca Paleolitik Dönem’deki belirli taş ocağı ve alet yapım alanlarına tekrar tekrar dönüyordu. Tel Aviv Üniversitesi'ndeki araştırmacıların Archaeologies dergisinde yayınladıkları çalışma, bu bölgelerin fillerin göç yerleri boyunca stratejik olarak seçildiğini ortaya koydu.[1]
Araştırmacılar, eski insanların üç şeye ihtiyacı olduğunu belirtiyor: su, yiyecek ve taş. Su ve yiyecek tüm canlılar için gerekli olsa da insanların diğer yırtıcı hayvanlar gibi keskin pençeleri veya dişleri olmadığı için hayvanları avlamak ve kesmek için taş aletlere güveniyorlardı. Bu filler çakmaktaşı aletler kullanılarak avlanıyor ve işleniyordu. Antik Yakın Doğu Kültürleri Bölümü'nden Prof. Ran Barkai şöyle amaçlarını söyle açıklıyor:
Asıl sorun şu: Neden alet yapımı için kullanılan çakmak taşı çıkıntıları bulurken aynı zamanda bunların hemen yanında da binlerce taş aletin çevrelediği ve alet yapımı için kullanılmamış kaya çıkıntıları buluyoruz? Yakın zamana kadar yaşamış ve bazıları bugün hâlâ hayatta olan yerli gruplar üzerinde yapılan bir araştırma, avcı-toplayıcıların taş ocağının kendisine büyük önem atfettiklerini, ona kudret ve kutsallık yüklediklerini ve ruhani bir tapınma gerçekleştirdiklerini gösteriyor. İnsanlar nesiller boyunca bu tür alanlara hac yapmak için gelmiş, adaklar bırakmış, taş alet üretimi için uygun olan çıkıntılara ise dokunmamıştır. Bunun nedenini anlamaya çalıştık.
Dr. Barkai ve ekibi yaklaşık 20 yıldır Yukarı Celile'deki çakmaktaşı ocakları ve alet yapım alanlarını araştırıyor. Bu alanlar, el işçiliğine uygun büyük çakmaktaşı yumruları ile bilinir ve Hula Vadisi'nin başlıca Paleolitik alanları olan Gesher Benot Ya'akov ve Ma'ayan Baruch'a yürüme mesafesindedir. Bu alanlarda, yarım milyon yıl öncesine kadar yani Alt Paleolitik dönemde binlerce taş ocağı ve maden çıkarma bölgesi bulunuyordu. Tarih öncesi insanlar, çeşitli yerlerdeki diğer jeolojik oluşumlarda çakmaktaşı varlığına rağmen burada aletler yapmış ve adak sunmuşlardı.
Filler bu insanlar için birincil besin maddesi olduğundan araştırmacılar alanların dağılımına ilişkin verileri fillerin göç yollarına ilişkin verilerle karşılaştırdı. Çakmaktaşı ocaklarının ve yontma alanlarının fillerin göç yollarının yakınındaki kaya çıkıntılarında yer alıyordu. Dr. Finkel şöyle anlatıyor:
Bir fil günde ortalama 400 litre su tüketir ve bu yüzden sabit rotası vardır. "Bunlar günlük su ihtiyacını karşılamaya ve dolayısıyla göl, nehir ve akarsu kıyıları gibi su kaynaklarına bağımlı hayvanlar. Birçok durumda fil avlama ve işleme alanlarını bir dere veya nehrin dik bir dağ geçidinden geçtiği veya bir göl kıyısı boyunca uzanan bir yolun kıyı ile bir dağ silsilesi arasındaki alanla sınırlı olduğu yerlerde keşfediyoruz. Mevcut koruma araçlarının yokluğu ve bölgede yırtıcı hayvanların varlığı da göz önüne alındığında bir grup avcı-toplayıcının avladıkları filleri tüketmeleri için zamanları sınırlı olduğundan çok fazla kesici aletin önceden ve yakınlarda hazırlanması gerekiyordu. Bu nedenle Yukarı Celile'de fillerin hareket yolları boyunca konumlanmış, fil kasaplık alanlarından kısa bir mesafede bulunan taş ocağı ve yontma alanları buluyoruz.
Araştırmacılar İsrail'de geliştirdikleri modeli Asya, Avrupa ve Afrika'daki Alt Paleolitik döneme ait alanlara uygulamaya çalıştılar. Bunlar arasında hem avlanan hayvanların fil ya da mamut olduğu yerler hem de su aygırı, deve ve at gibi diğer hayvanların av olduğu daha geç dönemlere ait yerler yer alıyordu.
Yazarlar ayrıca Paleolitik dönemin “kutsal üçlüsünün” evrensel olarak geçerli olduğunu söylüyor: Suyun olduğu her yerde filler vardı ve fillerin olduğu her yerde ise insanlar en sevdikleri etoburları avlamak ve kesmek için taş çıkarmak ve alet yapmak üzere uygun kaya çıkıntıları bulmak zorundaydı. Prof. Barkai sözlerini şöyle bitiriyor:
Bu bir gelenekti: Yüz binlerce yıl boyunca filler aynı rotada dolaşırken, insanlar da yakınlarda taş aletler üretti. Nihayetinde bu fillerin soyu tükendi ve dünya sonsuza dek değişti.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 2
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ M. Finkel, et al. (2024). Quarries As Places Of Significance In The Lower Paleolithic Holy Triad Of Elephants, Water, And Stone. Archaeologies, sf: 147-176. doi: 10.1007/s11759-024-09491-y. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 18/12/2024 23:27:32 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/17576
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.