Sessizlik bile bazen
bir dizeye dönüşür.
Fikirlerin çarpıştığı,
düşüncelerin yoğrulduğu
o ağır, yüklü anlarda...
Sessizlik, korkulacak bir kavram değildir
eğer kendine karşı savaşta değilsen.
O, bazen bir sığınak,
bazen aynadır.
En derin fikirler
onun koynunda büyür.
Sözün olmadığı yerde
hakikat filizlenir.
Tıpkı fırtına öncesi sessizlik gibi,
gizli bir hazırlıktır bazen.
Bir patlamadan önceki
son iç çekiş...
O sessizlik bittiğinde ise
ya bir matem
ya bir sevgi
ya da bir fikrin devrimi doğar.
Çünkü sessizlik,
sadece susmak değildir.
O, bazen
en yüksek sesle konuşmaktır
hiçbir kelimeye ihtiyaç duymadan.