Sen onun kadar mutlu olamadıktan sonra,
bilen ama ölü bir et parçasısın.
Bildiğin için ödüllendireceğini sanırsın,
bildiğin için kendini cezalandırırsın.
Bu kadar yükü kaldıramıyorsan
ne diye başında taşırsın!
Adama su çarpsan sekip,
mermi gibi senin suratını parçalıyor.
Anca döv dur kendini,
herkes buna kanıyor.
Bir pisliği sanmışsın keramet,
oysa demen lazım: Hayatım eyvah!
Ah! Biri tutsa kolumdan kurtarsa beni.
Olmaz! Sen böyle doğduktan sonra.
Hiç yere debelenip duruyorsun,
böyle illetli doğduktan sonra…
Bırak hançerlemeyi,
dokunsan çatlayacak kalbim;
hiç kimse sulamadığından.
Parçalarıma ayırsan beni,
her bir parçamda bin umutsuzluk.
Bu yüzden ağzımı ayırarak bakıyorum,
bunca şeye rağmen mutlu olan insanlara.