Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Gönderiler
Kalp
Oyun Teorisi
Hastalık Kontrolü
Nötron Yıldızı
Yas
Ses
Mantık
Kan
Evrimsel Psikoloji
Psikoloji
Toplum
Hayvan Davranışları
Öğrenme Teorileri
Terapi
Satürn
Böcek
Kadın Doğum
Ekosistem
Kurt
Gelişim
Direnç
Etoloji
Bilim İnsanı
Bitki
Böcekler
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Güncel Bilim Haberleri
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Rastgele Soru
Ece Müker
Ece Müker
521K UP
4 Aralık 2023
Uluslararası Uzay İstasyonu'ndaki Rus kozmonotlar, otomatik buluşma sisteminin arızalanması üzerine tonlarca malzeme taşıyan kargo gemisinin kontrolünü ele aldı. Progress 86 adlı pilotsuz kargo gemisi, istasyonun Rus yapımı Poisk modülüne, yaklaşmasını UUİ'nin içinden izleyen Roscosmos kozmonotları Oleg Kononenko ve Nikolai Chub tarafından uzaktan kontrol altında kenetlendi.
Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
9
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Gündem
Güncel Bilim Haberleri
Ece Müker
Ece Müker
521K UP
3 saat önce
NASA’nın Parker Solar Probe (Parker Güneş Sondası), 24 Aralık 2024’te Güneş yüzeyine yalnızca 3,8 milyon mil (yaklaşık 6,1 milyon km) mesafeye ulaşarak tarihin en yakın Güneş geçişini gerçekleştirdi. Bu yakın geçiş sırasında elde edilen yeni görüntüler ve veriler, Güneş rüzgârı olarak bilinen ve saatte 1 milyon milin (1,6 milyon km) üzerine çıkan hızlarla hareket eden elektrik yüklü parçacık akışını benzeri görülmemiş detaylarla gözler önüne serdi.

NASA’nın WISPR kamerasıyla çekilen görüntüler, koronal kütle atımları (CME) adı verilen dev patlamaların çarpışmasını yüksek çözünürlükte gösteriyor. Bu tür çarpışmalar, manyetik alanların karışmasına ve enerjinin yeniden dağılmasına neden olarak astronotlar ve uydular için daha büyük tehditler yaratabiliyor. Bu veriler, Güneş kaynaklı uzay hava olaylarının daha iyi öngörülmesini sağlayacak.

Sonda ayrıca, Güneş’in görünür yüzeyinde bulunan manyetik huni bölgelerinde başlayan switchback (zigzaglı manyetik alan) yapılarının, hızlı güneş rüzgârının kaynağı olduğunu doğruladı. 2024 yılında yapılan bu keşif, 50 yıllık bir gizemi çözerken, yavaş güneş rüzgârının kökenlerini de anlamak için önemli bir adımdı.

Güneş’e en yakın geçişlerinde toplanan yeni veriler sayesinde bilim insanları, yavaş güneş rüzgârının iki farklı türünü doğruladı:

Alfvénik tür (küçük manyetik dalgalanmalara sahip)

Non-Alfvénik tür (manyetik değişkenlik göstermeyen)

Bunların sırasıyla koronal delikler ve helmet streamer adı verilen yapılardan kaynaklandığı düşünülüyor. Parker Güneş Sondası'nın bir sonraki Güneş geçişi 15 Eylül 2025 tarihinde gerçekleşecek ve bu süreçte yavaş güneş rüzgârının kökenine dair daha fazla bilgi toplanması bekleniyor.

Uzay hava tahminleri, iletişim sistemleri, uydu operasyonları ve astronot güvenliği açısından hayati önem taşıyan bu bulgular, NASA’nın Güneş’i ve onun uzaydaki etkilerini anlama çabasındaki en kritik gelişmelerden biri olarak değerlendiriliyor.

Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
2
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ece Müker
Ece Müker
521K UP
3 saat önce
Rutgers Üniversitesi öncülüğünde yapılan yeni bir araştırma, beynin öğrenme ve hafıza işlevleri için kritik bir protein olan cypin'in daha önce bilinmeyen rollerini ortaya koydu. Science Advances dergisinde yayımlanan çalışmaya göre, cypin adlı protein, nöronlar arasındaki bağlantı noktaları olan sinapslardaki proteinlerin doğru yerleşmesini sağlayan işaretleri (etiketleri) artırıyor. Bu da sinir hücrelerinin daha etkili iletişim kurmasını sağlıyor.

Ayrıca cypin'in, hücrede proteinleri parçalayan proteazom kompleksiyle etkileşime girerek bu süreci yavaşlattığı ve böylece sinapslardaki önemli protein seviyelerini artırdığı tespit edildi. Bu etkisi, öğrenme, hafıza ve sinaptik plastisite (sinapsların güçlenip zayıflama kapasitesi) açısından büyük önem taşıyor.

Çalışmanın başyazarı olan Prof. Bonnie Firestein, bu bulguların Alzheimer ve Parkinson gibi nörodejeneratif hastalıklar ile travmatik beyin hasarlarının tedavisi için yeni yollar açabileceğini belirtti. Özellikle cypin’in, sinapslardaki bozulmalarla karakterize edilen bu hastalıklar üzerinde doğrudan etkili olabileceği düşünülüyor.

Cypin aynı zamanda başka bir protein olan UBE4A'yı da aktive ederek sinaptik proteinlerin etiketlenmesini daha da etkili hâle getiriyor. Bu durum, tedavi edici uygulamalar için cypin'in oldukça değerli bir hedef olduğunu ortaya koyuyor.

Sonuç olarak bu çalışma, laboratuvardan klinik uygulamalara geçebilecek nitelikte ve beyin hastalıklarının tedavisinde yenilikçi çözümler sunabilecek önemli bir temel araştırma olarak öne çıkıyor.

Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ece Müker
Ece Müker
521K UP
1 gün önce
Norveç açıklarındaki Kuzey Denizi'nin dibinde keşfedilen dev kum yığınları, bilim insanlarını şaşkına çevirdi. Jeologlar, bu yapıların alışılmışın dışında bir jeolojik süreçle oluştuğunu ve şimdiye kadar bu ölçekte hiç gözlemlenmediğini belirtiyor. Yapılan yeni çalışmaya göre, yoğun kum katmanları milyonlarca yıl önce daha az yoğun olan ve fosil mikroorganizmalardan oluşan "çamurumsu tortuların" (ooze) altına sızarak bu daha hafif yapıyı yukarı doğru itti. Bu da, normalde üstte olması gereken genç katmanın altta, yaşlı tortunun ise üstte bulunmasına neden oldu.

Araştırmacılar bu benzersiz oluşumlara “sinkit” (batan kum) ve yukarı çıkan çamur kütlelerine “floatit” (yüzen katman) adını verdi. Bu keşif, jeolojik katmanların nasıl hareket ettiğine dair bilgilerimizi gözden geçirmemiz gerektiğini gösteriyor.

Çalışmanın başyazarı Mads Huuse’a göre, bu yapıların oluşmasında depremler veya yer altı basınç değişimleri etkili olmuş olabilir. Araştırmanın bir diğer amacı ise bölgenin karbon yakalama ve depolama için ne kadar güvenli olduğunu değerlendirmekti. Elde edilen veriler, yer altı rezervuarlarının güvenliği, sızdırmazlığı ve sıvı hareketleriyle ilgili anlayışımızı büyük ölçüde etkileyebilir.

Bu beklenmedik keşif, Dünya’nın derinliklerinde hâlâ çözülememiş birçok jeolojik gizem olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.









ChatGPT’ye sor


Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
4
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ece Müker
Ece Müker
521K UP
1 gün önce
ABD’nin Colorado eyaletindeki Denver Doğa ve Bilim Müzesi’nin otoparkında yapılan jeotermal sondaj çalışması, sürpriz bir keşifle sonuçlandı: 67,5 milyon yıllık bir otobur dinozora ait omur fosili bulundu. Müzenin jeotermal enerji potansiyelini araştırmak için açılan 230 metre derinliğindeki sondaj deliğinden, hokey diski şeklinde fosilleşmiş bir kemik çıkarıldı.

Müzenin jeoloji küratörü James Hagadorn, "Böylesine dar bir sondaj deliğinden dinozor kemiği bulmak, Ay’dan golf oynayıp delik isabet ettirmek gibi," diyerek keşfin olağanüstü nadirliğine dikkat çekti. Tüm dünyada bu tür sondaj örneklerinde yalnızca iki benzer buluntuya rastlandığı biliniyor.

Fosilin, geç Kretase Dönemi’nde yaşamış, muhtemelen bir thescelosaurus ya da ördek gagalı bir türe ait olduğu düşünülüyor. Aynı sondajda fosilleşmiş bitki kalıntıları da bulundu. Bu da dinozorun zamanında bataklık benzeri, yoğun bitki örtüsüne sahip bir ortamda yaşadığını gösteriyor.

Fosil artık Denver Doğa ve Bilim Müzesi'nde sergileniyor. Ancak müze, otoparkın tamamında kazı yapmayı düşünmüyor. Hagadorn bu konuda esprili bir yorum yaptı: “Keşke otoparkın altına 233 metrelik bir çukur kazıp kalan fosili de çıkarabilsek, ama arabaları bir yere koymamız lazım.”

Keşif, bilimsel olarak tür tespiti yapılamayacak kadar sınırlı olsa da, yerel anlamda büyük ilgi gördü ve nadirliği nedeniyle heyecan yarattı.

Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
3
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ece Müker
Ece Müker
521K UP
2 gün önce
Bilim insanları, Dünya’nın dönüş hızının gizemli bir şekilde arttığını ve bu durumun 9 Temmuz 2025’in yılın en kısa günlerinden biri olmasına yol açtığını açıkladı. Uluslararası Dünya Dönüşü ve Referans Sistemleri Servisi (IERS), Dünya’nın tam dönüş süresini yüksek hassasiyetle izliyor ve son yıllarda bu sürede belirgin bir hızlanma gözlemliyor.

Normalde 86.400 saniye süren bir gün, 9 Temmuz 2025’te yaklaşık 1.3 milisaniye daha kısa oldu. Benzer şekilde kısa günler 22 Temmuz ve 5 Ağustos'ta da yaşanacak.

Ancak 2020’den bu yana gözlemlenen bu hızlanmanın nedeni henüz bilinmiyor. 2011 Japonya depremi gibi büyük jeolojik olaylar Dünya’nın dönüşünü mikro saniyelik düzeyde etkileyebilse de, mevcut değişim çok daha sürekli bir artış eğilimi gösteriyor.

IERS bu nedenle 2025 yılına fazladan bir “artık saniye” eklememeyi tercih etti. 2029’da ise zamanı dengelemek için bir saniyenin geri alınması gerekebilir.

Bilim insanları bu durumun geçici olduğunu ve Dünya’nın zamanla yine yavaşlama eğilimine döneceğini düşünüyor. Ancak bu sıra dışı hızlanma, gezegenimizin dinamik doğasını ve hâlâ keşfedilmeyi bekleyen pek çok yönü olduğunu gösteriyor.

Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
11
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close