Henry Kissinger, ABD-Vietnam Savaşı sırasında Vietnam'ın kaynaklarını kısıtlamak adına, Vietnam'ın komşusu olan ama aynı zamanda savaşta tarafsız olan Kamboçya'ya 2.756.000 ton bomba yağdırılmasını emretti. Bu saldırılar sırasında atılan bombalar 172 tane Hiroşima'ya eşdeğer. 7 milyonluk ülkenin 2 milyonu evsiz kaldı, 100.000'i öldü. Patlamayan binlerce bomba, ülkeyi bir mayın tarlasına çevirdi. Bu saldırılar, Kamboçya'yı pratik olarak Taş Devri'ne geriletti.
Henry Kissinger, bu saldırılardan 1 sene kadar sonra, savaşı bitirememiş olmasına rağmen "Vietnam Savaşı'nı bitirdiği için" Nobel Barış Ödülü'ne layık görüldü. Bu karar üzerine Nobel Komitesi'nin 2 üyesi istifa etti. Kissinger, ödülü geri vermeyi önerdi ama hiçbir zaman vermedi.
Anthony Bourdain, 2001'de yayınladığı "A Cook's Tour"da şöyle yazıyor:
"Kamboçya'ya bir kez gittiğinizde, Henry Kissinger'ı çıplak ellerinizle döverek öldürme isteğiniz hiç bitmeyecek. Bir daha asla bir gazeteyi açıp o hain, yalancı, katil pisliğin Charlie Rose ile hoş bir sohbet için oturduğunu ya da yeni bir parlak dergi için siyah kravatlı bir davete katıldığını boğulmadan okuyamayacaksınız... Henry'nin Kamboçya'da yaptıklarına -devlet adamlığı dehasının meyvelerine- tanık olun ve neden Lahey'de Miloseviç'in yanında sanık sandalyesinde oturmadığını asla anlayamayacaksınız. Henry nori rulolarını kemirmeye ve A-list partilerde yeniden yapmaya devam ederken, gizlice ve yasadışı olarak bombaladığı, işgal ettiği, mayınladığı ve sonra köpeklere attığı tarafsız ulus Kamboçya hala kalan tek ayağı üzerinde yükselmeye çalışıyor."