Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Keşfet
Akış
İçerikler
Gündem
Gönderiler
Hidrojen
İstanbul
Kütleçekimi
Besin Değeri
Evrim Ağacı
Albert Einstein
Küresel Isınma
Sosyal Mesafelendirme
Gen
Karanlık Madde
Mistisizm
Avrupa
Uzun
Travma Sonrası Stres Bozukluğu
Toplumsal Cinsiyet
Balık Çeşitliliği
İletişim
İfade
Kuantum
Araç
Acı
Koku
Evrenin Genişlemesi
Göğüs
Çocuklar
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Rastgele Soru
Anıl Ağay
Anıl Ağay
103K UP
28 Kasım 2022
Düzce'de meydana gelen "tali fayın" kırılmasının oluşturduğu depremin İstanbul'un güneyinde meydana gelecek büyük deprem için enerji biriktirmiş olacağınıdan(olduğundan) bahsediliyor.
Celal Şengör: Düzce depreminden sonra İstanbul tehlikesi giderek büyüdü - Herkese Bilim Teknoloji
Düzce’deki depremin İstanbul’u yüklemeyeceği doğru değildir. Gerek artan sayıdaki tâli faylar, gerekse de meydana gelen plâstik yamulma, eninde sonunda İstanbul güneyinden geçen ana ötelenme hattında birleşerek korkulan büyük İstanbul depremini yaratacaktır. İstanbul doğusunda ne kadar çok deprem olursa, İstanbul güneyindeki büyük fay o kadar yüklenecektir. 23 Kasım 2022 Düzce Depreminin Gelecekteki İstanbul Depremine Yapacağı Muhtemel Etki Üzerine 23 Kasım 2022 tarihinde, sabaha karşı saat 01:08:15’de Düzce yakınlarında (40°50’49,2” K, 30º58’1,2” D) meydana gelen ve elime geçen en son haberlere göre iki kişinin ölümüne sebep olan, 6,1 moment büyüklüğündeki depremin beklenen İstanbul depremine muhtemel etkileri üzerine pek çok şey yazıldı, söylendi, ama bunlar arasında bilimsel olarak güvenilebilecek tek bir tanesini ben göremedim. Bu nedenle HBT okuyucularını bu konuda aydınlatmak ihtiyacını hissettim. ‘Fay ailesi’ ve ‘fay parçası’ Düzce depremi, sağ-yanal atımlı bir fay olan Kuzey Anadolu Fay ailesine ait bir fay parçası üzerinde cereyan etmiştir. Buradaki ‘fay ailesi’ ve ‘fay parçası’ terimlerine bilhassa dikkat edilmesi önemlidir. Şekil 1 Kuzey Anadolu Fayı denen ve aslında pek çok fay parçasından oluşan fay ailesini doğal ortamı içinde göstermektedir. Burada Düzce fayı denebilecek fay parçasının bu ailenin kuzey üyelerinden birini oluşturduğunu görmekteyiz. Bir fay üzerinde meydana gelen ve bir depremle kendini belli eden bir kayma, kayma noktasından uzaklaştıkça ‘sönümlenir’ denir, yani hareket artık ‘görülmez’ olur. Bunun nedeni, kaymanın meydana geldiği yerin ötesinde fay üzerinde meydana gelen kırıklı yamulmanın, kırığın ilerilerinde ya sayısız pek çok kırıkçığa veya sünümlü deformasyona dönüşerek atımı dağıtmasıdır. Yani toplam atım asla azalmaz, zira katılar ve sıvılar, maddenin sıkıştırılamaz halleridir. Bir şekilde meydana gelen kayma kayan yerin ötesine transfer edilir ve bu arada bazan karakter değiştirir, bazan da değiştirmez. Basınç ve sıcaklık etkisi Bu karakter değişikliği, yamulmanın hızına, yamulan ortamın sıcaklığına, ortamda egemen basınca ve yamulan maddenin kimyasal bileşimine ve fiziksel dokusuna bağlıdır. 600°C sıcaklığın altında ve yaklaşık 6-9 km derinlikte saniyede 10 ilâ 20 cm hızla yamulan bir kayaç kırılır. Daha yüksek sıcaklık ve basınçlarda ve daha derinlerde kayaç kırılmaz, akar. Yani elastik yamulma, plastik yamulmaya dönüşür. Yerin taşküresi içinde basınç genellikle sadece derinliğe bağlı iken (dağ oluşumunun yarattığı yatay basınçlar önemsiz addedilecek kadar küçüktür ve hızla kırıklı yamulma yaratır), muhtelif nedenlerle yatay sıcaklık farklılıkları yüzlerce °C’a ulaşabilir; bu da yamulmanın karakterini önemli ölçüde etkiler. Bu yazının bundan sonraki kısmında, anlaşılmasını kolaylaştırmak için, tüm yamulmanın tamamen kırıklı, yani elâstik olduğunu farz edeceğim. Yanal atımlı bir fay ailesi Şekil 2A, yanal atımlı bir fay ailesini göstermektedir. Bir at kuyruğu geometrisine sahip bu ailede I, II ve III ile belirtilen tâli ötelenme hatları bir ana ötelenme hattında birleşiyorlar. Sağda görülen kesikli çizgilerin sağına hareketin geçmeyeceği farz edilmiştir. Üçgenler bir yay gibi davranarak gerilme depolayan noktalar olarak gösterilmiştir. Şekil 2 B’de tâli ötelenme hattı-I kayarak gerilmesini boşaltmıştır (şekilde bu boşalma üçgenin düzleşmesi, yani yayın boşalması şeklinde kırmızıyla gösterilmiştir). Yayın boşalmasının meydana getirdiği ötelenme ana ötelenme hattında transfer edilerek onun üzerinde kırmızı dairenin içindeki kırmızı çizgicikle gösterilen ötelenmeyi sağlamıştır. Şekil 2 C’de aynı şey bu sefer tâli ötelenme hattı-II üzerinde olarak ana ötelenme hattındaki yeşil çizgiyle gösterilen ötelenmeyi oluşturmuş, doğal olarak bu ötelenme daha önceki ötelenmeye eklenmiş ve yeşil dairenin temsil ettiği toplam ötelenmeye neden olmuştur.   Şekil 2D’de de bu sefer tâli ötelenme hattı birikimini boşaltarak ana ötelenme hattında kirli sarıyla gösterilen ötelenmeye sebep olmuştur. Aynı renkteki daire de her üç tâli ötelenme hattının sebep olduğu toplam ötelenmeyi göstermektedir. Beklenen İstanbul depremi Şekil 2E ise ana ötelenme hattı üzerinde meydana gelmesi gereken ötelenmenin fay düzeyi üzerindeki bir pürüz (‘asperite’) nedeniyle oluşan bir kitlenme nedeniyle oluşamayarak yerine burada her üç tâli hattaki gerilmelerin toplamı kadar bir gerilme meydana gelmesine sebep olmuştur. Bu da, bir süre sonra pürüzün kırılarak bir deprem oluşmasını sağlayacaktır. Bu deprem, tâli ötelenme hatları üzerindeki depremlerden doğal olarak daha büyük olacaktır. İşte bu beklenen İstanbul depremidir. Tabiî durum burada anlatılan kadar basit değildir. Şekil 2F’de ilâve ötelenme hatlarının, yani başka fayların da işin içine karışması nedeniyle oluşabilecek durumu göstermektedir. Ama ne olursa olsun, gerek artan sayıdaki tâli faylar, gerekse de meydana gelen plâstik yamulma, eninde sonunda İstanbul güneyinden geçen ana ötelenme hattında birleşerek korkulan büyük İstanbul depremini yaratacaktır. İstanbul doğusunda ne kadar çok deprem olursa, İstanbul güneyindeki büyük fay o kadar yüklenecektir. Burada en sağdaki kesikli çizgiyle belirtilen sınırın doğusuna hareketin sirayet etmemesi faraziyesi tamamen doğru değildir. Orada da küçük küçük depremler olabilir. Ama o çizginin çizilmesinin sebebi İstanbul güneyindeki büyük fayın doğudan, Arap levhasının kuzeye hareketinin bir neticesi olarak, yüklenmesidir. Düzce’deki depremin İstanbul’u yüklemeyeceği doğru değildir. Meslekdaşım ve yakın dostum  Prof. Okan Tüysüz’ün bu istikamette bir açıklama yapmış olduğunu duyunca bugün onu aradım. Okan çapında bir jeologun böyle bir hatâ yapması mümkün değildir. Okan yukarıda bahsedilen yamulma dağılımını göz önüne alarak tek bir tâli fayın üzerindeki hareketin İstanbul’a varana kadar dağılması ihtimalinden bahsettiğini, ama bir röportaj sür’atinde bu yazıda anlatılan incelikleri anlatmasının mümkün olmadığını bana söyledi. Bu elbette doğrudur. Benim burada yazdıklarıma katıldığını, İstanbul tehlikesinin giderek büyüdüğünün anlaşılması gerektiği konusunda benimle aynı fikirde olduğunu ifade etti. İSTANBUL DEPREMİ KONUSUNDA, DEPREM JEOLOJİSİ VE JEOFİZİĞİ, YAPISAL JEOLOJİ GİBİ KONULARDA ADAM GİBİ ULUSLARARASI TEK BİR MAKALESİ OLMAYAN SÖZDE UZMANLARA, ÜNVANLARI NE OLURSA OLSUN, ASLA KULAK VERİLMEMELİDİR. OLANLARIN SÖZLERİ DE BASİT BİR TELEFON KONUŞMASIYLA GEÇİŞTİRİLMEMELİDİR. GEÇİŞTİRİLİRSE BAZAN A DEDİKLERİ B OLARAK ANLAŞILABİLİR. İSTANBUL DEPREMİNİN TEŞKİL ETTİĞİ TEHLİKENİN İYİ ANLAŞILMAMAMASI TÜRKİYENİN FELÂKETİYLE SONUÇLANABİLİR. NE YAZIK Kİ BU GERÇEĞİ HAKKIYLA ANLAMIŞ TEK BİR POLİTİKACIYI BEN ANKARA’DA GÖREMİYORUM. M. Celâl Şengör İTÜ Maden Fakültesi, Jeoloji Bölümü ve Avrasya Yerbilimleri Enstitüsü, Ayazağa 34810 İstanbul Katkı belirtilmesi: Bu yazıyı yazmadan Naci Görür, Cengiz Zabcı ve Okan Tüysüz ile faydalı konuşmalar yaparak bilgilerinden yararlandım.
www.herkesebilimteknoloji.com
1
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yusuf Asaf Güven
1 saat önce
""Karanlık bir yol ve aydınlık bir yol varken insanlar bu iki yoldan birinden ilerlerken. Ben yolumu göremiyorum, yolum kayıp. En acısı, belki de en kötüsü de, istesen de o yolu görememen. Kör olduğundan değil, sağır olduğundan değil, aptal olduğundan, salak olduğundan, düşünemediğinden hiç değil. Korktuğundan. Acı çekmekten korktuğundan görememek… İnsanı bırak hasta etmeyi, öldürür. Öldürür diyorum öldürür."

"Artık düşünmek bile istemiyorum. Düşünmemek için uyuyacağım sanırım. Ancak uyumakta istemiyorum, sabah olmasından korkuyorum. Korkmak istemiyorum.""

Kitabımdan bir kaç alıntı

0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Meren Yt
6 saat önce
"Gerçekte ne olduğumuzu gösteren yeteneklerimiz değil, seçimlerimizdir." ~ Albus Dumbledore
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Demet Coskun
7 saat önce
Evrim ağacı videolarını izlerken aklıma takılan bir şey var. İnsanlar dünya ve evren hakkında bir çok şeyi açıklamaya nasıl başladı. Evet bir yer üzerinde yaşıyoruz ama neden yaşadığımız yerin yarı çapını merak ettik, evreni, kara deliği merak ettik ilginç olan ise bu merak M.Ö. başlıyor. Mağaradan çıkan ilk insan da av ve yaşamdan dolayı çıkmadı. Merak ettiği için çıktı. Peki günümüz de ne durumdayız.
0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sertaç Oral
7 saat önce
“Kendin olma cesareti, varoluşun trajedisidir.”
— Kierkegaard

0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Sertaç Oral
7 saat önce
"Bir kimsenin ne söylenmesi gerektiğini bilmesi yeterli değildir, nasıl söyleneceğini de bilmesi gerekir."

—Aristoteles

0
0 Yorum
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close