Ay Dünya'nın, Dünya Güneş'in, Güneş Sistemi ise kabaca Samanyolu Galaksisinin merkezindeki dev kütleli bir kara deliğin etrafında dönüyor. Peki nedir bu galaksiler? Galaksiler, bünyesinde milyarlarca yıldız, bulutsu ve irili ufaklı kaya parçası barındıran gök adalarıdır. Doğumlarından bu yana içlerindeki gök cisimlerinin dönüş hareketi ve kaotik düzenlerinin sonucu olarak bir düzlemde, disk şeklini oluşturmaya zorlanırlar. Bizler, Güneş Sistemi'nin bir parçası olarak Samanyolu Galaksisinde bulunuyoruz. Galaksimizin yarıçapı yaklaşık 50.000 ışık yılıdır ve bu büyüklük bile bazı diğer galaksilerin yanında Samanyolu Galaksisini oldukça küçük kılar.
Galaksimizin en yakın komşusu, şu an görselde de gördüğünüz Andromeda Galaksisidir. Andromeda, Samanyolu Galaksisinden yani bizim galaksimizden yaklaşık 2.3 milyon ışık yılı uzaktadır ve hızla bize doğru yaklaşmaktadır. Işık kirliliğinin olmadığı ve hava şartlarının iyi olduğu bir gecede, çıplak göz veya optik bir gözlem aracı ile oldukça soluk şekilde ayırt edilebilmektedir. Görmüş olduğunuz fotoğrafı, Bursa'da yapılan bir gökyüzü gözlem etkinliğinde, 70-200mm lens takılı bir Nikon D750 kamera ile çektim. Gözlerinizin yanı sıra sahip olduğunuz bir aletin, milyonlarca ışık yılı uzaklardan gelen fotonları sensöründe birer elektrik sinyaline dönüştürmesi ve size bunun gibi sonuçlar vermesi bence oldukça etkileyici ve ilginç bir durum. Çözünürlük gibi teknik kısıtlamalar sebebi ile ayırt edemesek de, bunun gibi çekilen her gökyüzü fotoğrafında sayı mertebesini dahi tahmin edemeyeceğimiz kadar çok yıldızın, gezegenin, bulutsunun ve belki de dünya dışı yaşamın izleri bulunuyor. Bence sadece bu düşünce, bir insanın bilimle ve spesifik olarak uzay bilimleri ile uğraşmasını sağlamaya oldukça yeterli olacak bir motivasyon.