Harvard Üniversitesi’ndeki Zooloji Müzesi’nde 1865’ten beri sergilenen ve yıllar boyunca tırtıl, solucan ya da deniz canlısı olarak tanımlanan “Palaeocampa anthrax” adlı fosil, modern bilimsel teknikler sayesinde evrim tarihini yeniden şekillendiren bir keşfe dönüştü. Araştırmacılar, bu fosilin aslında bilinen en eski deniz dışı (tatlı su) lobopodyen olduğunu ortaya çıkardı.
Lobopodyenler, modern böceklerin, eklembacaklıların ve kadim solucansı canlıların evrimsel köprüsünü oluşturan, soyu tükenmiş yumuşak vücutlu canlılardır. Daha önce yalnızca Kambriyen dönemine ait denizel tortullarda (örneğin Burgess Shale) keşfedilen bu canlıların sadece denizde yaşadığı sanılıyordu. Ancak Harvard araştırmacısı Richard Knecht ve ekibi, ABD ve Fransa’daki iki Karbonifer fosil alanından (Mazon Creek ve Montceau-les-Mines) gelen 43 örneği gelişmiş görüntüleme yöntemleriyle analiz ederek bu varsayımı çürüttü.
Bu yeni analizlerde, Palaeocampa'nın vücudunun yaklaşık 1.000 adet kıllı dikenle kaplı olduğu ve her gövde segmentinde bir çift bacağa sahip olduğu belirlendi. Ayrıca Fourier dönüşümlü kızılötesi spektroskopiyle, diken uçlarında toksik kalıntılar tespit edildi. Bu bulgu, Palaeocampa’nın yırtıcılardan korunmak için kimyasal savunma geliştirdiğini gösteriyor.
Yaklaşık 4 cm uzunluğundaki bu canlı, Hadranax adlı Kambriyen deniz lobopodyenine akraba. Ancak Hadranax okyanusta yaşarken, Palaeocampa tatlı su veya bataklık gibi karasal alanlara uyum sağlamış, zırhlı bir yapıya sahipti. Kör olan bu canlı, görme yetisinden yoksun olsa da dikenli vücudu sayesinde çevresine uyum sağlayarak hayatta kalmayı başarmış olabilir.
Bu keşif yalnızca bir fosilin yeniden sınıflandırılmasından ibaret değil. Aynı zamanda Montceau-les-Mines gibi fosil alanlarının da jeolojik geçmişini sorgulattı. Önceden denizel olduğu sanılan bu bölgenin aslında karasal/tatlı su ekosistemi barındırdığı anlaşılmış oldu. Araştırmacılar, müze koleksiyonlarında hâlâ yanlış tanımlanmış onlarca benzer fosilin bulunabileceğine dikkat çekiyor.