Genetiği Değiştirilmiş Savunma Hücreleri Bizi HIV'e Karşı Koruyabilir!
Bu haber 10 yıl öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.
HIV isimli AIDS virüsünü taşıyan insanların %20’sinin vücudunda üretilen antikorlardan ilham alınarak yapılmakta olan aşılar, insan vücudunu HIV enfeksiyonundan korumak için tek yol değil. Pennsylvania Üniversitesinde bulunan bir laboratuvarda, insanlar üzerinde ilk deneylerinin gerçekleştirildiği, var olan bir genetik mutasyondan yola çıkılarak yapılan yeni bir çalışmaya göre, hedef genin değiştirilmesiyle HIV virüsüne dayanıklı bağışıklık hücreleri oluşturuldu. Sonuçlar The New England Journal of Medicine’da yayınlandı.
Çalışma, hedef geni düzenleyerek, HIV virüsünün bağlanarak enfekte ettiği T- hücrelerinin yüzeyinde bulunan bir protein olan C-C kemokin tip 5 reseptörlerinin (CCR5-delta32) dizilimini değiştiren yönteme odaklanmış durumda. Protein yapısında yapılan ufak bir değişim virüsün hücreye bağlanamamasına sebep oluyor. Bu yöntemle virüs ölmese de üreme yeteneği baskılanabiliniyor. Şu anda HIV hastalarına uygulanan tedavi yöntemi de aynı amaçla yapılıyor fakat yeni yöntemle, tedavi, masrafsız ve acı verici yan etkiler olmadan sürdürülebilecek.
Dünya üzerinde çok az insan, CCR5-delta32 proteininin yapısını değiştirebilen alelleri taşıyor. HIV virüsüne karşı koruması olması için bir insana anne ve babasından bu alellerin miras kalması gerekiyor. Avrupa kökenli insanların yaklaşık %14’ü bu aleli taşımasına rağmen, Afrika’da ve Asya’da bu oran çok az. Dünya çapında ise bu oran %1. Bundan dolayı, alel sayesinde gerçekleşen bu mutasyon, yayınlanan bu çalışmanın ilham kaynağı olmuş durumda.
İlk deney sadece 12 katılımcıyla gerçekleştirildi. Araştırmacılar bu sayının çok az olduğunu kabul ediyorlar. Fakat maalesef 2 kişinin T-hücre sayısı yeterli değildi. 2009’da başlanan çalışmada, bütün katılımcılar HIV virüsüne karşı uygulanan standart tedavi prosedürü olan virüsü kontrol altına almayı amaçlayan ilaçları (ARV) kullandılar. Araştırmacılar T-hücrelerini topladıktan sonra normalde doğal olarak gerçekleşen CCR5-delta32 protein mutasyonunu kendileri gerçekleştirip aynı hücreleri hastalara tekrar aşıladılar. Alınan T-hücrelerini yalnızca 5’te 1’inin genetik kodu yeniden düzenlendi. Hücreler hastalara aşılandıktan sonra sayıları takibe alındı.
Belli bir zaman sonra, 6 hasta virüse karşı direnç göstermeye başladı ve aldıkları ilaçları (ARV) bırakmaya başladılar. Fakat 2 hasta ilaçlara tekrar başlamak zorunda kaldı. Normal bir bağışıklık hücresinin ömrü yaklaşık 6 hafta olmasına rağmen, genetiği değiştirilmiş bu hücreler aylar sonra vücut içerisinde tespit edilebildiler, hem de çok ilginç bir yerde; bağırsakta. Yeni çalışma, HIV virüsünün hastalığın başlangıç aşamasında, bağışıklık hücrelerini bağırsakta hedef aldığını gösterdi.
Şunun altını çizmekte fayda var; bu genetik olarak yeniden düzenlenmiş hücreler vücuttaki virüsleri yok etmedi, sadece bazı hücreleri virüse karşı dayanıklı hale getirdi. Hastaların 3’te 1’i ilaç tedavilerini sonlandıracak duruma gelseler de tam anlamıyla tedavi olmadılar, vücutları, virüsü kontrol altında tutmaya başladı tıpkı daha önce aldıkları ilaçların yaptığı gibi.
Bu kadar az katılımcının sadece 3’te 1’inden elde edilen iyi sonuçlar önemsiz gibi dursa da, bu çalışma, alanında ilk olma özelliği taşıyor. Elde edilen bilgiler, ilerideki deneylerde kullanılmak üzere burada bir araya getirildi. Deneyler, günlük olarak alınan pahalı ilaçlara olan ihtiyaçlardan dolayı sonlandırılmazsa bu yöntemin hastaya destek sağlamak için klinik kullanımı onaylanana kadar devam edecek.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 2
- 2
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: IFLS | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 21:36:49 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/2042
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in IFLS. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.