Mahremiyetimizin tehdit altında olduğu yaygın olarak kabul edilmektedir. Elektronik gözetim, biyometri, CCTV, kimlik kartları, RFID kodları, çevrimiçi güvenlik, şifreleme, e-postaların dinlenmesi, çalışanların izlenmesi - hepsi mahremiyetle ilgili temel soruları gündeme getiriyor. Hukuk uzmanı Raymond Wacks bu kitapta
bu karmaşık ve tartışmalı kavrama derli toplu bir giriş yapıyor. İfade özgürlüğü ve mahremiyet arasındaki gerilimi inceleyen Wacks, bu gerilimin sık sık paparazzilerin müdahaleci gazeteciliği ve ünlülerin özel hayatlarına ilişkin sansasyonel ifşaatlarıyla sınandığını belirtiyor. Ayrıca, ister son derece hassas -tıbbi ve finansal bilgiler- isterse sıradan işlemler ve hakkımızdaki ayrıntılar olsun, kişisel bilgilerin toplanmasını ve kullanılmasını düzenleyen birçok
ülkedeki yasaları inceliyor. Kişisel verilerin korunması, hukukun teknolojiye ayak uydurma mücadelesinin klasik bir örneğini temsil etmektedir; zira
"bilgi devrimi", hukukun istismara karşı yeterli koruma sağlama yeteneğini sınayan sorunlar ortaya çıkarmıştır. Kitap, birçok çevreden saldırı altında olsa da, mahremiyetin temel bir insan hakkı olmaya devam ettiği ve birçok uluslararası kuruluş tarafından bu şekilde tanındığı sonucuna varmaktadır.
Mahremiyetimizin tehdit altında olduğu yaygın olarak kabul edilmektedir. Elektronik gözetim, biyometri, CCTV, kimlik kartları, RFID kodları, çevrimiçi güvenlik, şifreleme, e-postaların dinlenmesi, çalışanların izlenmesi - hepsi mahremiyetle ilgili temel soruları gündeme getiriyor. Hukuk uzmanı Raymond Wacks bu kitapta
bu karmaşık ve tartışma
... Daha fazla göster