Kitap boyunca Žižek her zamanki gibi Hegel, Lacan ve Badiou gibi düşünürlerden yoğun biçimde yararlanılırken; aynı zamanda Hollywood filmlerinden dini metinlere, popüler kültürden klasik edebiyata kadar geniş bir yelpazede örneklemeler yapılır. Bu çok katmanlı yaklaşım Žižek’in felsefesini hem entelektüel hem de gündelik yaşama dair kılar. Ancak bu üslup bazen okur için zorlayıcı olabiliyor çünkü kitap derin teorik kavramlarla örülü bir dili eğlenceli anlatımla harmanlasa da "yoğun bir dikkat ve felsefi altyapı" gerektiriyor. Kitapta sıkça karşılaşılan temalardan biri de gerçekliğin kırılganlığıdır. Žižek, olayın bu kırılgan yapıyı görünür kıldığını ve bizi bir tür "ontolojik uyanışa" çağırdığını savunur. Bu bağlamda "olay" sadece kuramsal bir tartışma değil aynı zamanda "bireysel ve toplumsal farkındalık için bir çağrı" niteliğindedir.
Slavoj Žižek’in düşünsel dünyasına adım atmak isteyenler için güçlü, yer yer zorlayıcı ama son derece doyurucu bir metin olan bu eseri; felsefeye, psikanalize ve politikaya ilgi duyan, düşünsel kırılmaları sorgulayan bir okur kitlesi için kesinlikle tavsiye ediyorum. İyi okumalar :)