Yüksel, aslında okula gitmek isteyen ama tarlada çalışmaya zorlanan akıllı bir çocuk. Kendi kendine okuma yazma öğrenmiştir ama onu kimse fark etmez, bir nevi görünmez bir çocuktur. Hatta ona kimse ismiyle hitap etmez, “Lo” derler. Yersiz, yurtsuz, köysüz, evsiz ama çadırlı insanlar, gerekmedikçe birbirleriyle iletişim kurmazlar, birbirlerini dinlemezler, isimleri yoktur ve birbirlerine de “Lo” derler. Çünkü konuşarak boşa geçirilecek vakit yoktur, sadece çalışırlar ve çalışırken onlar için her şey görünmezdir, çocukları bile.
Bu insanlar, gökyüzüne bakarak konuşurlar, güneş, bulutlar ve rüzgâr onlar için çok önemlidir. Saatleri yoktur, güneş vardır, güneşe göre yaşarlar. Doğaya tabidirler. Yağmur yağdığında yatakları, tüm eşyaları ıslanır ama yağmur suyu ziyan olmasın diye suyu toplarlar. Çocuk her yağmur yağdığında ıslanmaktan hasta olur.
Yüksel, aslında okula gitmek isteyen ama tarlada çalışmaya zorlanan akıllı bir çocuk. Kendi kendine okuma yazma öğrenmiştir ama onu kimse fark etmez, bir nevi görünmez bir çocuktur. Hatta ona kimse ismiyle hitap etmez, “Lo” derler. Yersiz, yurtsuz, köysüz, evsiz ama çadırlı insanlar, gerekmedikçe birbirleriyle iletişim kurmazlar, birbirlerini dinle
... Daha fazla göster