İnsanlık tarihinde bir dönüm noktası olarak kabul edebileceğimiz Endüstri Devrimi gibi güçlü bir sosyal devinimi getiren büyük olaylar, tarihte belki ilk defa insanlığı toplumlar hâlinde birleştirmiştir. Bu birleşme beraberinde büyük bir şehirleşmeyi, mesleki farklılaşmayı, iş bölümünü, yeni üretim ve tüketim ilişkilerini, kısaca yeni bir dünyayı getirmiştir. Bu yeni dünya kendine özgü kurumları ve bu kurumların şekillendirdiği toplum tiplerini oluşturmuştur. Karl Marx (1818-1883) ve Vilfredo Pareto (1848-1923) yukarıda kısaca özetlemeye çalıştığımız bu dönemin en belirgin niteliklerini taşıyan; biri 1850’lerden sonra gelişmeye başlayan sosyal devlet anlayışının etkisinde kalarak görüşlerini oluşturan, diğeri ise 1914’te başlayan Dünya Savaşı sonrası köklü bir değişim geçirerek farklı bir mecraya doğru akan sosyal trendi bizzat yaşayarak bir öncekinin öngörülerini test etme imkânına erişen iki sosyolog ve ideoloğudur. Farklı coğrafyaları paylaşmalarına, değişik amaçlar uğruna çalışmalarına ve geliştirdikleri kendilerine özgü sosyal ve siyasi perspektiflerine rağmen bu iki bilim adamını birleştiren bir nokta mevcuttur: Toplumun problemlerine eğilme ve köklü toplumsal dönüşümleri hazırlayacak güçlü ve son derece zengin bir teorik kurguya dayalı çözümler üretme çabasını sürdürmeleri. Bu bağlamda elinizdeki çalışma, sosyalizmi ve faşizmi temel sosyolojik parametreler ve metodolojik unsurlar açısından karşılaştırarak değerlendirmekte ve birbiriyle çelişen ve farklılaşan bu fikirler bütününün günümüz sosyo-politik dünyasına yansımalarını özgün çözümlemeler eşliğinde irdeleme arayışının bir denemesidir.
İnsanlık tarihinde bir dönüm noktası olarak kabul edebileceğimiz Endüstri Devrimi gibi güçlü bir sosyal devinimi getiren büyük olaylar, tarihte belki ilk defa insanlığı toplumlar hâlinde birleştirmiştir. Bu birleşme beraberinde büyük bir şehirleşmeyi, mesleki farklılaşmayı, iş bölümünü, yeni üretim ve tüketim ilişkilerini, kısaca yeni bir dünyayı g
... Daha fazla göster