Erken Doğan Bebeklerde Annelerinin Sesi Beyin Gelişimini Etkiliyor!
Gebeliğin 37. haftasından önce dünyaya gelmiş bebekler prematüre olarak nitelendirilir. Dünya üzerinde her sene 15 milyon bebek prematüre olarak doğuyor ve yaklaşık 1 milyonu kurtarılamıyor. Kurtarılan bebeklerde ise duyma ve konuşma yetilerinde bozuklukların ortaya çıkma ihtimali, beyinlerinin gerektiği kadar gelişememiş olmasından dolayı daha yüksektir. Proceedings of the National Academy of Sciences (Ulusal Bilim Akademisi Yöntemleri) dergisinde paylaşılan yeni bir araştırma annelerinin seslerinin, prematüre bebekler için oldukça yararlı olduğunu gösterdi. Anne sesinin faydaları öyle bir boyutta ki, prematüre bebekte oluşabilecek, bahsettiğimiz duyma ve konuşma bozuklukları gibi nörogelişimsel bozuklukların bir kısmını iyileştirebilir! Makale yazarları, makalelerinde şöyle yazıyorlar:
Beyin gelişiminin büyük bir kısmı, erken duyusal deneyimlerle oluşuyor. Fakat şimdilik yeni doğan bir bebek beyninin nasıl, ne kadar erken ve ne oranda dış seslerle biçimlendiğini bilmiyoruz.
Araştırmada bilim insanları, doğum için çok erken tarihler olan gebeliğin 25 ve 32. haftaları arasında dünyaya gelen 40 bebeği inceledi. Bebekler doğduklarında ve hemen hemen 1. ayına bastıklarında ultrasonları çekildi. Kuvözde annelerinin ses kayıtları dinletilen bebekler daha gelişmiş işitsel kortekslere sahipken, dinletilmemiş bebekler daha az gelişmiş işitsel kortekslere sahiplerdi. Araştırmacılar konu hakkında şunları söylüyor:
Annelerinin sesleri dinletilmiş bebekler, aynı şartlar altında, annelerinin sesleri olmadan standart bakım gören kontrol grubunda bulunan bebeklerden daha geniş bir işitsel kortekse sahipti. Sağ ve sol işitsel korteks kalınlığı gebelik döneminin uzunluğuna bağlı olarak artıp azalıyordu, fakat bebeğin anne sesini ne kadar süre boyunca dinlediği bu faktörü etkilemiyordu.
Bu araştırmadan daha önce yapılan araştırmalardan biri, 25 haftalık gebelik süresi sonrasında anne karnındaki bebeklerin seslere tepki göstermeye başladığını gösteriyor. Bir diğeri ise bebeklerin doğumdan sonra annelerinin seslerini tanıyabildiklerini gösteriyor. Bu araştırma, daha önce yapılan araştırmalara ek olarak anne sesinin kuvöz dönemindeki önemini gözler önüne seriyor. Fakat bütün bu bulgular nörogelişimsel sürecin yalnızca anne sesiyle tetiklendiği anlamına gelmiyor. Gebelik döneminde anne karnındaki bebeğin alıştığı bir sesin kullanılması, baba veya bir başka bireyin sesi, benzer sonuçlar doğurabilir. Bu durum ileri bir araştırmada test edilecek. Bütün bunlara ek olarak araştırmacılar, prematüre doğmayan bebekler için de faydalı olup olmadığını test etmek istiyorlar. Araştırmacılar, sonuç olarak şunları söylüyor:
Araştırmamız, işitme yetilerinin yeterli gelişmediği durumlarda dahi bebeklerin anne seslerine çevre seslerinden daha adaptif davrandığını gösteriyor. Bu beynin erken dönem adaptifliğini ve gelecekte duyma, konuşma yetilerinin gelişimi konularında kullanılabilir taraflarını ortaya çıkarmak, daha iyi anlamak adına araştırmaların devamı gerekli.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 2
- 1
- 1
- 1
- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: IFLS | Arşiv Bağlantısı
- A. R. Webb, et al. Mother’s Voice And Heartbeat Sounds Elicit Auditory Plasticity In The Human Brain Before Full Gestation. (21 Temmuz 2020). Alındığı Tarih: 21 Temmuz 2020. Alındığı Yer: Proceedings of the National Academy of Sciences | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 07/12/2024 21:45:13 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/3389
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in IFLS. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.