E. coli Bakterileri, Karbondioksit Yiyebilecek Şekilde Yeniden Tasarlandı!
Bu haber 4 yıl öncesine aittir. Haber güncelliğini yitirmiş olabilir; ancak arşivsel değeri ve bilimsel gelişme/ilerleme anlamındaki önemi dolayısıyla yayında tutulmaktadır. Ayrıca konuyla ilgili gelişmeler yaşandıkça bu içerik de güncellenebilir.
Araştırmacılar, şekerler ve diğer organik moleküller yerine, karbondioksit (CO2) tüketerek büyüyen bir Escherichia Coli (E. coli) bakterisi suşu (İng: "strain") yarattılar. Bu başarı, biyolojinin en yaygın kullanılan model organizmasının iç yapısını büyük ölçüde değiştirdiği için, biyoyakıt ya da gıda üretebilen E. coli’lere kavuşmamızda büyük bir adım. Bu E. coli’lerden üretilecek olan ürünlerin günümüzdeki sanayi ürünlerinin oluşumundan daha az gaz salınımına (İng: "emission") sebep olmasıyla birlikte, karbondioksidi atmosferden tamamen yok etmesi çok olası. Max Planck Karasal Mikrobiyoloji Enstitüsünde çalışan, Tobias Erb isimli bir biyokimyacı ve sentetik biyoloğu, bu çalışmalara dahil olmayan biri olarak, bunu “metabolik bir kalp nakli gibi” olarak tanımlıyor.
Bitkiler ve fotosentetik siyanobakteriler (oksijen üreten sucul mikroplar) ışıklardan aldıkları enerjiyi DNA, yağlar ve proteinler gibi yaşam için gerekli olan karbon bazlı yapı taşlarına iliştirmekte kullanıyorlar. Fakat bunlar gibi organizmaların genetik modifikasyonunu gerçekleştirmek çok zor olduğundan, “biyolojik fabrika” üretiminin yavaşlamasına sebep oldular. Bu iki canlıya kıyasla, E. coli’lerin modifikasyonunu gerçekleştirmek çok daha kolay ve organizma hızlı büyüdüğünden, yapılan değişiklikler çok hızlı bir şekilde test edilip optimizasyon için gerekli değişikliklerin yapılmasına olanak sağlıyor. Fakat bu bakteri glukoz gibi şeker molekülleri tüketmeyi tercih ediyor ve karbondioksidi tüketmektense, atık olarak atmosfere salıyor.
İsrail’deki Weizmann Bilim Enstitüsünde çalışan bir sistemler biyoloğu olan Ron Milo ve ekibi son 10 yılı E. coli bakterilerinin beslenme şekillerini elden geçirmeye harcadı. 2016 yılında, karbondioksit tüketimi gerçekleştiren bir suş üretmekte başarılı oldular. Tek sıkıntı, normal E. coli bakterilerinin karbon ihtiyacını karşılayamamalarıydı; bu eksiği ise, piruvat isimli bir organik bileşik kullanarak telafi etmek zorunda kaldılar.
Gaz Diyeti
Son çalışmalarında, Milo ve ekibi, genetik mühendislik ve laboratuvarda yapılan evrimi kullanarak bütün karbon ihtiyacını karbondioksitten karşılayabilen bir E. coli bakteri suşu ürettiler. İlk olarak, bakteriye fotosentetik organizmaların karbondioksidi organik karbona dönüştürmelerini sağlayan enzimlerin kodunu taşıyan genler eklediler. Bitkiler ve siyanobakteriler fotosentezi ışık aracılığıyla gerçekleştirebiliyorlar fakat E. coli’nin bunu yapmasını sağlayacak klorofili ya da kloroplast organeli yok. Bunu göze alarak, Milo’nun ekibi, “format” isimli bir organik molekülden enerji üretmesini sağlayacak bir gen eklediler.
Yapılan bu eklemelere rağmen bakteri, karbondioksidi ana besin kaynağı olarak kabul etmeyi reddetti. Bu sebeple, araştırmacılar ellerindeki suşa ince ayarlar yapıp daha farklı jenerasyonlar elde etmek adına, çok az miktarlarda şeker ve karbondioksit verdiler. Verdikleri miktar, dünyanın atmosferinde bulunanın 250 katına tekabül ediyordu. Bakterilerin onları soktukları bu koşullar altında yeni beslenme şekline adapte olmalarını umut ettiler ve yaklaşık 200 gün sonra, karbondioksidi tek besin kaynakları olarak kullanıp yaşayabilen suşlar ortaya çıktı. 300 gün sonra ise bu yeni, karbondiokside adapte olmuş bakteriler bir önceki jenerasyondan daha hızlı büyür oldu.
Elde ettikleri karbondioksit tüketen (ototrof) E. coli suşları şeker tüketerek de büyüyebiliyorlar; ancak hâlâ şekeri karbondiokside tercih etme eğilimindeler. Normal bir E. coli ortalama her 20 dakikada bir eşeysiz üreme gerçekleştirebiliyor. Fakat bu elde ettikleri ototrof E. coli %10 CO2 içeren bir atmosferde ancak her 18 saatte bir eşeysiz üreme gerçekleştirebiliyordu. Günümüz atmosferinde, konsantrasyonu %0.041 olan karbondioksitle geçinemiyorlar ve şekere muhtaçlar.
Milo ve ekibi, bakterilerinin üreme hızını artırıp daha düşük karbondioksit seviyelerinde verimli bir şekilde yaşayabilmelerini sağlamayı umut ediyorlar. Aynı zamanda, elde ettikleri E. coli’lerin karbondioksit tüketimine doğru giden evrimlerini anlamaya çalışıyorlar. 11 gendeki değişikliğin bu evrimi tetiklemeye yettiği görülüyor fakat tam olarak nasıl tetikledikleri hâlâ bilinmiyor. Michigan Eyalet Üniversitesi’nde ve Lawrence Berkeley Ulusal Laboratuvarı’nda biyomühendis Cheryl Kerfeld şöyle diyor:
Bu çalışma, kaynak mühendisliği bakış açısı ve evrimin bir araya gelmesiyle tanık olunan doğal süreçlerdeki gelişmeyi göstermesiyle tam bir kilometre taşı.
E. coli, insülin ve büyüme hormonu gibi yararlı kimyasalların sentetik versiyonlarının yapılmasında kullanılmaya başlandı bile. Milo’nun dediğine göre, ekibinin yürüttüğü çalışma sayesinde, uzak da olsa, gelecekte E. Coli’nin üretim sektöründeki kullanımları genişleyebilir. Örneğin gelecekte, yenilenebilir yakıt, gıda ve başka bir sürü madde üretebilen E. Coli’lerle karşı karşıya olabiliriz.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 8
- 5
- 3
- 2
- 2
- 2
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: Nature | Arşiv Bağlantısı
- S. Gleizer. (2019). Conversion Of Escherichia Coli To Generate All Biomass Carbon From Co2. Cell. | Arşiv Bağlantısı
- N. Antonovsky. (2016). Sugar Synthesis From Co2 In Escherichia Coli. Cell. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 21/12/2024 21:57:28 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/8188
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in Nature. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.