Coğrafi Bariyerlerin Geçirgenliği Türlerin Evriminde Büyük Rol Oynuyor!
Darwin'in ispinozları gibi birbiriyle akraba olan ama gaga boyutu ve davranış gibi özellikler açısından farklılık gösteren kuşlar, kendi yaşam alanlarına uyumlu olacak şekilde evrimleşmişlerdir. Bu şekilde canlıların farklı çevrelere uygun olarak evrimleşerek farklılaşmalarına ve yeni türlere evrimleşmelerine "türleşme" adı verilir. Bugüne kadar, And Dağları'nın veya Amazon Nehri'nin oluşumu gibi devasa coğrafi değişimlerin türlerin farklılaşmasını ve nihayetinde türleşmelerini tetiklediği düşünülüyordu.
Ancak yapılan yeni bir araştırma, türleşmenin bu büyük coğrafi değişimlerden çok daha sonra yaşandığını ortaya koydu. Louisiana Eyalet Üniversitesi'nin Doğa Bilimleri Müzesi'nden araştırmacılar, zamanın ve bir türün hareket etme becerisinin türleşme sürecinde daha büyük rolü olduğunu gösterdiler. Araştırma sonuçları Nature dergisinde yayımlandı. Müzenin başkanı olan, Biyolojik Bilimler Bölümü'nde ayrıcalıklı profesör olan ve makalenin de baş yazarlarından olan Dr. Robb Brumfield şöyle söylüyor:
Güney Amerika'daki kuşların sıradışı çeşitliliği, genellikle jeolojik çağlar boyunca meydana gelen büyük coğrafi değişimlerle ilişkilendirilirdi. Ancak yaptığımız çalışma, coğrafi özelliklerin uzun dönem sabit kalmasının türleşme açısından daha önemli olduğunu gösteriyor.
Brumfield ve ekip arkadaşları, Neotropikler olarak da bilinen, Meksika'nın güneyinden Orta Amerika'ya, Brezilya'ya ve yağmur ormanlarına kadar uzanan, Dünya'nın biyoçeşitliliği en yüksek olan bölgesindeki 27 kuş türünün evrimsel akrabalık ilişkilerini ve geçmişlerini incelediler. Brumfield bunu şöyle anlatıyor:
Birçok kuş soy hattının detaylı bir örneklemesini yaparak, konuyu çok daha net ve detaylı analiz edebildik. Böylece, bu soy hatlarında türlerin nasıl ve ne zaman oluştuğunu anlayabildik.
Genetik veriler, zaman içerisinde yapısal olarak değişmiş olan And Dağları boyunca, 9 ila 29 farklı türleşme olayını ortaya koydu. Bu veriler, And Dağları'nın oluşumunun türleşmenin büyük bir faktörü olmak yerine, yarı-geçirgen bir bariyer görevi görerek türleşme üzerinde daha dolaylı bir etkisi olduğunu gösterdi.
Araştırmacılar daha sonra bu 27 kuş soy hattının tarihi ve ekolojisinin türleşme üzerindeki etkisini araştırdılar. Bulgularına göre bir tür bir alanda ne kadar uzun süreyle bulunabiliyorsa, o kadar fazla yayılma ve türleşme şansı oluyor. Dahası, bir türün hareket kabiliyeti ne kadar sınırlıysa, türleşme ihtimali o kadar yüksek oluyor. Örneğin, yaşam alanı belli bir ormanın tabanıyla sınırlı olan kuşlar, ağaçların üst kısımlarında yaşayanlara göre çok daha yüksek türleşme gösterdiler; çünkü çok daha az hareket edebiliyorlardı.
Bu bulguların doğa koruma konusunda önemli getirileri olacağı düşünülüyor. Eğer ki bir tür, belli bir alanı yeterince uzun bir süre işgal edemezse, evrimleşmeye ve hayatta kalmayı sürdürmeye de devam edemez. Brumfield sözlerini şöyle bitiriyor:
Araştırma sonuçlarımız, insanların coğrafi koşullara etkisi, türleşmeyi etkili bir şekilde yok edebilir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 3
- 2
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: Science Daily | Arşiv Bağlantısı
- B. T. Smith, et al. (2014). The Drivers Of Tropical Speciation. Nature. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 25/12/2024 21:17:55 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/3049
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in Science Daily. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.