Sukulentler nedir?

Brittanica

Sulu bitkiler, suyu gövde veya yapraklarında biriktiren ve kuraklığa dayanıklı olan bitkilerdir. Sulu bitkilerin çoğu çöl veya yarı kurak iklimlerde yaşar ve kökleri suyu toplamak için derin veya yaygındır. Sulu bitkiler, 60’tan fazla farklı bitki ailesine aittir, ancak en yaygın olanları Aizoaceae, Cactaceae ve Crassulaceae’dir. Sulu bitkilerin bazıları, Aloe, Echeveria ve Kalanchoe gibi süs bitkisi veya ev bitkisi olarak yetiştirilir. Sulu bitkiler, su depolama yetenekleri sayesinde kurak ortamlarda hayatta kalabilirler.^[3]

Tamam tamam, bu açıklama kafa karıştırmış olabilir. Gelin birlikte sukulentleri, yani sulu bitkileri, daha anlaşılır bir dilde yakından tanıyalım.

Sulu meyveler, yapraklarında su depolayan bitki grubudur. Yapraklar kalın olmakla birlikte etli olma durumundadır. Bazı bitki gruplarında yaprakların kalınlığı olduğundan iki katına kadar çıkabiliyor. Sulu meyveler yani sukulentler kuru iklimde yetişme eğilimindedir. Yani suyu ve nemi sevmezler. Sukulentler en çok çöl ortamında yetişse dahi evinizdede rahatlıkla bakabilirsiniz.^[4]

Diğer bitki türlerindede olduğu gibi uygun suluma, zamanında sulama ve iyi bir bakım bitkiyi olduğundan daha sağlıklı yapacaktır. Tabii ki hayatta kalmaları için suya ihtiyaçları olsa dahi yapraklarında depoladıkları sular sayesinde çok uzun günler boyunca hayatta kalabilirler. Sukulentlerin yapraklarında suyun bittiğini yapraklarının inceleşmesi ve kuruması ile anlayabilirsiniz. Sulu meyvelerin kökleri su altında uzun süre durduğu zaman her bitkide olduğu gibi çürüme gerçekleşir.^[4]

Çoğu sukulent sıcak iklimleri tercih eder. Yapraklarında depolanan su soğuk havalarda donabilir ve bu durum bitkinin kronik bir şekilde ölmesine neden olabilir. Bazı sukulent türleri çok çok yüksek sıcaklıklara dayanabileceği gibi soğuk iklimlerede dayanabilir niteliktedir özellikle bu türler sedum ve sempervivum türleridir.^[4]

Sıcaklıkların aşırı derece artması, güneş eksikliği ve su eksikliği birçok sulu meyve türünde renk değişikliğine neden olabilir. Sulu meyveler ihtiyaçlarının üstünde güneş ışığına maruz kaldıkları zaman "kızarma" dediğimiz durum gerçekleşir. Sulu meyveler güneş ışığından eksik kaldıklarında renkleri koyu yeşil gibi soğuk tonlara dönüşür. Aşırı sıcaklıklara maruz kaldıklarında mor, turuncu, kırmızı hatta siyah rengine bile dönebilirler. Sulu meyveler ne aşırı sıcağa ne de aşırı soğuğa maruz kalmalıdırlar. Fakat şu konuya dikkat edilmeli ki her ne olursa olsun Sukulent toprağı kuru bırakılmalı hava sıcaklığına göre haftada bir ya da ayda bir gibi uzun aralıklarla sulamaları yapılmalıdır.^[4]

Quang Nguyen Vinh

Sulu meyveler oldukça kolay çoğalabilen meyvelerdir. Sulu meyvelerin çoğabilmesi için internette içerisinde "aspirin" bulunan karışımlar önerilmektedir. Bu karışımlar Sulu meyvenin köklerinin erimesine yol açabilir. Bu durum bitkinizin sonunu getirebilir. Bitkinin çoğabilmesi için bitkinin türüne göre su sıklığı ve hava sıcaklıkları uygulanmalıdır.

Sulu meyveler birçok yönünden kaktüslere benzeseler dahi kaktüslerle farklı sınıflandırılırlar. Sulu meyveler birçok tür içerir. Bu nedenle çeşitli renklerde, çeşitli şekillerde görülebilirler.

Dar saksılar

Bu konuya farklı bir başlık atmamız gerekiyordu çünkü her 10 sulu meyve bakıcısından 8'i bitkisini geniş saksılarda besliyor. Bu çok yanlış bir şeydir. Sukulentler dar saksıları severler. Hatta Sukulentlerin bir toprağı bile olmamalı. Sukulentlerin toprakları yerine orta büyüklükte taşlar bulunmalıdır. Bu taşlar perlit olmamalıdır.

Sukulent bakımı nasıl olmalıdır?

Sukulentlerinizin yeterli derecede ışık aldığından emin olun.

Sukulentler, suyu vücutlarında depolayarak kuraklığa uyum sağlayan bitkilerdir. Sukulentlerin ışık ihtiyacı, türlerine ve yetiştirildikleri ortama göre değişir. Sukulentlerin çoğu, fotosentez yapabilmek için günde en az altı saat güneş ışığına ihtiyaç duyar. Ancak, sukulentlerin tam güneşe maruz bırakılması, yapraklarında yanıklara veya renk solmasına neden olabilir. Bu nedenle, sukulentlerin yarı gölge veya dolaylı ışık alan bir yerde yetiştirilmesi önerilir. Şeffaf bir perde, sukulentlere yeterli ışığı sağlarken aşırı ısıdan korumaya yardımcı olabilir. Yeni dikilmiş sukulentler ise daha hassastır ve güneşe alıştırılmaları gerekir. Yeni dikilmiş sukulentleri ilk hafta gölgede tutmak ve daha sonra kademeli olarak güneşe maruz bırakmak, onların sağlıklı büyümelerini sağlar.^[1]

Sulu Meyvelerinizi sık güneş ışığına maruz bırakmaıyn

Sukulentlerinizi aynı noktada tutmak, onların sadece bir tarafının güneş almasına neden olabilir. Bu da sukulentlerin güneşe doğru eğilmesine ve şekillerinin bozulmasına sebep olabilir. Böylece sukulentleriniz hem daha dengeli hem de daha dik büyüyeceklerdir. Ayrıca, sukulentlerinizin eğilmesi, onların daha fazla güneşe ihtiyaç duyduklarının bir göstergesi de olabilir. Bu durumda, sukulentlerinizi daha aydınlık bir yere taşımanız gerekebilir.^[1]

Evrim Ağacı'ndan Mesaj

Neden Desteğe İhtiyacımız Var?

Aslında maddi destek istememizin nedeni çok basit: Çünkü Evrim Ağacı, bizim tek mesleğimiz, tek gelir kaynağımız. Birçoklarının aksine bizler, sosyal medyada gördüğünüz makale ve videolarımızı hobi olarak, mesleğimizden arta kalan zamanlarda yapmıyoruz. Dolayısıyla bu işi sürdürebilmek için gelir elde etmemiz gerekiyor.

Bunda elbette ki hiçbir sakınca yok; kimin, ne şartlar altında yayın yapmayı seçtiği büyük oranda bir tercih meselesi. Ne var ki biz, eğer ana mesleklerimizi icra edecek olursak (yani kendi mesleğimiz doğrultusunda bir iş sahibi olursak) Evrim Ağacı'na zaman ayıramayacağımızı, ayakta tutamayacağımızı biliyoruz. Çünkü az sonra detaylarını vereceğimiz üzere, Evrim Ağacı sosyal medyada denk geldiğiniz makale ve videolardan çok daha büyük, kapsamlı ve aşırı zaman alan bir bilim platformu projesi. Bu nedenle bizler, meslek olarak Evrim Ağacı'nı seçtik.

Eğer hem Evrim Ağacı'ndan hayatımızı idame ettirecek, mesleklerimizi bırakmayı en azından kısmen meşrulaştıracak ve mantıklı kılacak kadar bir gelir kaynağı elde edemezsek, mecburen Evrim Ağacı'nı bırakıp, kendi mesleklerimize döneceğiz. Ama bunu istemiyoruz ve bu nedenle didiniyoruz.

Destek Ol

Mevsimine göre su verin

Sulu bitkiler, suyu vücutlarında depolayarak kuraklığa uyum sağlayan bitkilerdir. Sulu bitkilerin su ihtiyacı, büyüme dönemlerine ve yetiştirildikleri ortama göre değişir. Sulu bitkiler, ilkbahar ve yaz aylarında aktif olarak büyüdükleri için, sonbahar ve kış aylarında dinlendikleri döneme göre daha fazla su tüketirler. Sulu bitkilerin ne zaman sulanması gerektiğini belirlemek için, toprağın nemini kontrol etmek gerekir. Toprağın üst 3 cm’lik kısmı kuruduysa, sukulentlerinizi sulayabilirsiniz. Ancak, sulu bitkileri aşırı sulamaktan kaçınmak çok önemlidir. Aşırı sulama, sulu bitkilerin köklerinin çürümesine ve ölmesine neden olabilir. Bu yüzden, sulu bitkilerinizi sulamadan önce toprağın iyice kurumasını beklemeniz gerekir.^[1]

Sulu meyvelerinizi toprağa doğru ektiğinizden emin olun

Sulu bitkiler, suyu vücutlarında depolayarak kuraklığa uyum sağlayan bitkilerdir. Sulu bitkilerin sağlıklı büyümesi için, uygun kaplar ve toprak seçimi çok önemlidir. Sulu bitkilerin kökleri, hava alabilen ve fazla suyu akıtabilen topraklarda daha iyi gelişir. Bu nedenle, sulu bitkiler için normal saksı toprağı veya bahçe toprağı uygun değildir. Sulu bitkiler için özel olarak hazırlanmış topraklar, mağazalarda kaktüs toprağı olarak da bilinir, sulu bitkilerin ihtiyaç duyduğu drenajı ve besinleri sağlar. Alternatif olarak, sulu bitkiler için kendi toprağınızı hazırlayabilirsiniz. Bunun için, saksı toprağını kum, pomza veya perlit gibi malzemelerle karıştırarak gözenekli ve kumlu bir yapı elde etmeniz gerekir. Sulu bitkilerinizi yeni bir kap veya toprağa aktarırken, köklerinin hassas olduğunu unutmayın ve onlara zarar vermemeye çalışın.^[1]

Bu kuralları uyguladığınız taktirde sulu meyveleriniz sağlıklı bir şekilde yetişebilir.

Sonuç:

Kısa ve anlaşılır bir tanım olarak “dikensiz kaktüsler” olarak anılsa da sukulentler, gövdesinde ve dallarında veya yapraklarında su tutma becerisi yüksek olan etli bitki türü için kullanılan genel bir terimdir. “Bütün kaktüsler birer sukulenttir fakat bütün sukulentler birer kaktüs değildir” demek bu noktada doğru olacaktır.^[2]