Bilim, Yasalar ve Teoriler
Bilimde, yasaların var olmadığı yasası haricinde hiçbir yasa yoktur.
John Archibald Wheeler (Genel Görelilik ve Nükleer Füzyon çalışmalarıyla ünlü Amerikan teorik fizikçisi; "karadelik" terimini yaygınlaştıran, "nötron moderatörü", "kuantum köpük", "solucan deliği" gibi terimlerin babası)
Wheeler'ın burada katı ve net bir şekilde söz ettiği gerçek, 1. Dünya Savaşı öncesinde temelleri atılan ve 2. Dünya Savaşı sonrasında yeniden hızla yükselişe geçen teorik fiziğin aldığı darbenin fizik ve genel olarak bilim camiasında yarattığı darbeyi harika bir şekilde yansıtmaktadır. Eskiden ellerinde bilimsel bir açıklama olmayan insanlar, Newton gibi ilk büyük bilim insanlarının sözlerine "değişmez yasalar" olarak sarılmışlardır. Örneğin Newton, cisimlerin birbirine hareketini, iki cisim arasında birbirlerini çekmeye yarayan bir "kuvvetin" varlığı olarak açıklaması, "Newton'un Kütleçekim Yasası" olarak anılma ile sonuçlanmıştı. Ortada başka hiçbir izah yokken ve o güne kadar hiçbir zaman bu kadar somut bir izah yapılamamışken, bu açıklamanın değişmez bir kanun olarak görülmesi çok normaldi. Sonraki asırlarda da Newton'un açıklamasına alternatif sunulamadığı için, söz konusu açıklamanın bir "yasa" olduğu fikri güç kazandı.
Ta ki Einstein, kendi açıklamasıyla gelene kadar... Einstein, sadece Newton'un yaptığı açıklamanın belli sınırlar haricinde hatalı olduğunu göstermekle kalmadı, aynı zamanda Newton'un evrene bakış açısının bile tamamen hatalı olduğunu ispatladı. Bu, fizik ve genel olarak bilim için büyük bir devrimdi! Nasıl olur da Newton'un "yasası" olarak bilinen, hatta hala kendisini güncellememiş okullarımızda yasalar olarak anlatılan bu açıklamalar yanlışlanabilirdi? Nasıl olur da bunlardan daha kapsamlı bir açıklama getirilebilirdi? Bilim camiası hemen duruma adapte oldu ve kendilerini güncelledi: bilimde "yasa" denen şeyler, sadece basit gözlemlerdi. "Cisimler birbirlerine doğru hareket ederler.", "Canlılar nesiller içerisinde değişir." gibi gözlemler, sıradan doğa yasalarını, ya da daha yumuşak tabiriyle "ilkeleri" ifade ediyordu. Bunların da değişmesi mümkündü ama; değişmeleri için çok daha köklü etkiler gerekiyordu: örneğin doğanın yapısının, dokusunun, genel işleyiş biçiminin değişmesi gibi...
Yasalar kısa, net ve öz "durum bildirimleri" idi. Ancak bundan fazlası olamazlardı. Yani bir doğa yasasından söz ederken, sadece yalın bir gerçekten söz edebilirdiniz. O gerçeğin neden ya da nasıl o şekilde olduğunu, nasıl işlediğini, vb. soruları bilemezdiniz. İşte bu yasaları açıklayan, gözlemlere ve deneylere dayalı daha üst ve kapsamlı açıklamalara teori denmeye başlandı. Teoriler, kanunları ve bunlardan yola çıkarak geliştirilen hipotezleri, o hipotezleri test ederken uygulanan deneyleri ve onların sonuçlarını kullanan, sistemli, güvenilir, test edilmiş açıklamalardı. Cisimlerin birbirine doğru hareket etme eğilimi gerçeğini/yasasını/ilkesini Newton kendince açıklamıştı. Fakat uzay-zamanı ayrı düşünmüş, evrensel hız sınırı olan ışık hızını ve etkilerini hesaba katamamıştı. Einstein bunları da yaparak uzay-zamanın birbirine bağlı olduğunu göstermiş, çok daha kapsamlı bir teori geliştirmişti. Böylece eskiden "Newton Yasası" olarak bilinen, halbuki doğrusu "Newton'un Kütleçekim Teorisi" olması gereken açıklama, "Einstein'ın Görelilik Teorisi" ile güncellenmiş ve geliştirilmişti. Newton'un teorisi elbette çöpe atılmamıştı. Hala da kullanılıyor. Fakat sınırlı bir açıklama olduğu anlaşılmıştı. Hele hele "değişmez bir yasa" olmadığı çok net gösterilmişti. Dahası, Einstein'ın açıklaması bile güncelleniyor. Günümüzde Kuantum Mekaniği dahilinde geliştirilen "Kuantum Alan Teorisi", kütleçekimine daha da kapsamlı bir açıklama sunmaya çalışıyor. Teoriler, daha fazla veri, gözlem, deney, hipotez ve kanunla beslenerek, bilime ve evrene verdiğimiz anlama güç katıyorlar. Yani kanunlar eskiden bilimin gözbebekleri olsa da, günümüzde sadece temel birimleri olarak yer alıyor. Kanunlar teorileşemiyor, sadece teorilerin parçaları olabiliyorlar. Teoriler de kanunlaşamıyor, çünkü daha kapsamlı bir açıklamanın, daha temel ve sınırlı bir durum bildirimine "dönüşmesi" gibi bir şey mantıksal olarak da söz konusu değil.
İşte bu nedenle doğada canlıların nesiller içerisinde değiştiği gerçeğine/yasasına/ilkesine "evrim yasası" ya da kısaca "evrim" diyoruz. Bu evrimin Doğal Seçilim, Yapay Seçilim, Cinsel Seçilim, Akraba Seçilimi, Grup Seçilimi, Mutasyonlar, Transpozonlar, Gen Çaprazlanması, Yatay Gen Transferi ve benzeri diğer doğa yasaları etkisi altında nasıl gerçekleştiğini açıklayan bilimsel, güvenilir, test edilmiş, tekrar edilebilir, diğer pek çok doğa yasasını içerisinde barındıran üst düzey açıklamalar bütününe ise "Evrim Teorisi" adını veriyoruz
Evrim Teorisi hiçbir zaman kanun olmadı, hiçbir zaman da olmayacak. Çünkü Evrim Teorisi, kalbinde evrim yasasını barındıran ve onu açıklamayı başaran bir teori.
Teorilerin kanunlara dönüşmesi hiçbir zaman gerekli olmadı, hiçbir zaman da olmayacak. Çünkü teoriler, kanunlardan zayıf olan veya güvenilmez olan açıklamalar değil. Tam tersine, onlardan daha kapsamlı olan, daha fazla veriye dayandırılan, sadece salt gözlemlere değil, deneylere, sonuçlara, incelemelere, kıyaslamalara dayanan açıklamalar bütünleridir.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 13/09/2024 09:08:53 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/3652
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.