Av ve Avcıların Göz Konumlarının Evrimi

- Özgün
- Evrimsel Biyoloji
Evrimin izlerini doğanın her köşesinde görmek mümkündür. Baktığımız her canlı, şu anda var olduğundan çok daha iyi inşa edilebilecekken, "eldeki malzemenin olabildiğince iyisi" şeklinde vücut planlarına sahiptir. Örneğin eğer ki vücut planlarımız özgürce, hayal gücümüzün gittiği yere kadar inşa edilebilir olsaydı, avlar ile avcıların bundan çok daha karmaşık saldırı ve savunma sistemleri olabilirdi. Bunları bilim-kurgu filmlerinde ve bazen sanat eserlerinde görebiliyoruz. Ancak doğada bunlara rastlamıyoruz. Çünkü doğadaki canlıların vücutları, evrimsel süreç içerisinde, var olan malzemenin en uyumlu kombinasyonlarının hayatta kalmasıyla var oluyor ve sürekli değişiyor. Çevre değiştikçe, "en uyumlu olan" canlıların tanımı ve nitelikleri de değiştiği için, evrimin yönü de değişiyor. Buna rağmen bazı genel geçer özellikler, evrimin bariz izlerinin canlılar üzerinde sürekli korunmasını sağlıyor. Bunlardan başlıcası da hayvanlarda gözlerin kafa üzerindeki konumları... Popular Science Türkiye Temmuz 2014 sayısında buna şöyle yer veriyor:
Avlayan ve avlanan olmak evrim sürecinde türlere yeni beceriler kazandırdı. Aslında başın arkasında göz geliştirmek değil belki ama görüş açısını genişletmiş olmak da bu avantajlardan biri. Bazı türler biz insanlardan çok daha iyi görüş kapasitesine sahip. Örneğin keçiler 320 derecelik bir açıyı görüyorlar. Ancak söz konusu başın arkasında yer alan ve avcıdan kaçmayı garantileyen bir gözse eğer, her şeyden önce böyle bir durum zaten evrimin doğasına aykırı. Neden mi? En önemlisi şu; evrim sadece avlanan türleri değil, avcıları da koruyor ve geliştiriyor.
İkincisi; tüm hayvanların önceliği önlerinde uzanan yolu, yani gittikleri yeri görebilmektir. Dolayısıyla gözlerin önde olması kaçınılmaz. Ama mevcut gözlerin yanı sıra arkada fazladan bir göz olsaydı, ön ve arkadan eş zamanlı toplanan görsel veriyi işleyebilecek çok daha gelişmiş bir beyin mekanizmasına ihtiyaç duyulurdu. Hareket anında bu iki veriyi eşleştirme ve gidilecek yolu belirleyebilir olma becerisi mevcut beyin mekanizmasıyla sağlanamaz. Bu nedenle daha güzel bir çözüm gelişti; Ön ve arkada değil de, kafanın iki yanında oluşan gözler. Tıpkı tavşanlarda olduğu gibi. Ama bunun dezavantajları yok değil. Gözler iki yanda olunca merkezde kalan ufak bir bölge kör nokta haline geliyor.
Tüm Reklamları Kapat
Normalde bir insan, yeni bir canlı tasarlayacak olsaydı, çeşitli mekanizmalar kullanarak gözlerin 360 derecenin tamamını kusursuz veya kusursuza yakın bir şekilde görmesini sağlayabilirdi. Doğanın da bunu sağlamak (veya en azından bu başarıya yaklaşmak) için bazı yöntemleri ve denemeleri olmuştur elbette. Örneğin bukalemunlar gibi bazı sürüngenlerin gözleri son derece esnek bir şekilde hareket edebilir; ancak buna rağmen görüş derinlikleri son derece sınırlıdır. Çünkü doğa, asla kusursuz olamaz.
Evrimin kusurlu yapısının en temel nedenlerinden biri, popülasyonlar içerisindeki çeşitliliğin sonsuz olmamasıdır. Örneğin memeli hayvanlarda çok nadiren 2'den fazla göze sahip canlılar var olur ve bu var olanların gözleri de çok nadiren işlevsel olabilir. Çünkü 2 gözden 4 göze sıçramak, evrimsel süreç için çok büyük bir aşamadır. Bu sebeple, bileşik olmayan gözler neredeyse her zaman 2 tanedir; çoğu zaman bundan fazlasına erişemez. Ancak popülasyon içerisinde bu sıçramalara neden olan varyasyonlar var olabilseydi ve bu çeşitlilik canlıya avantaj sağlıyor olsaydı, evrimsel süreç içerisinde 4 gözlü canlılar da evrimleşebilirdi.
Av-avcı ilişkisinde de benzer bir durum söz konusudur. Yukarıdaki fotoğrafı inceleyecek olursanız, tipik bir "av" olan tavşanın gözlerinin kafanın iki tarafında olduğunu görürsünüz. Gözler kafanın iki yanına ayrıldıkça, canlının gördüğü açı genişler. Böylece arkadan, üstten, yanlardan gelen avcıları tespit edebilirler. Ancak buna karşılık av konumundaki hayvanların ödemek zorunda oldukları bir bedel vardır: gözler birbirinden ayrıldıkça, 3 boyutlu görüş yeteneği azalır. Çünkü 3 boyutlu görüş (özellikle de bu 3 boyuttan "derinlik" boyutu), iki gözün görüş alanlarının birbiriyle çakıştığı bölgelerde oluşturulur. Eğer ki gözler iki yana ayrıksa, bu görsel alan çakışması ya çok az olur ya da hiç olmaz. Bu sebeple bu canlılar etraflarını büyük oranda 2 boyutlu görürler; ancak yine de daha geniş bir alanda hareketi tespit ederek av olmaktan kurtulabilirler. Avcılarda ise gözler ön tarafta, birbirine yakın olacak şekilde evrimleşmiştir. Çünkü bu, onlara yüksek bir derinlik algısı katar ve genelde hızla kaçabilen avlarının hareketlerini çok daha isabetli bir şekilde tespit edebilirler. Birbirine yakın gözlerde çakışan görüş alanları çok daha fazladır; ancak buna karşılık geniş bir açı görülemez.
Elbette bu sorunun üstesinden bazı ek adaptasyonlarla gelinebilirdi (ve hala da gelinebilir). Ancak ne yazık ki doğa, öngörüsü olan bir üretme mekanizmasına sahip değil. Doğa, kör bir şekilde işleyen evrimle yeni türler yaratabiliyor. Bu yasanın işleyebilmesi için de, uygun varyasyonların var olması gerekiyor. Eğer ki avlarda ve avcılarda bu sorunların çözümüne yönelik varyasyonlar mutasyonlar, transpozonlar, crossing-over gibi mekanizmalarla yaratılamazsa, o yöne doğru bir evrimin işlemesi de mümkün olmuyor. Bu yüzden doğada, şu anda olabileceğinden binlerce kat daha iyi tasarımlar yerine, idareten varlıklarını sürdürebilen canlılar görüyoruz. Elbette bu canlıların bazılarının baş döndürücü, spesifik bazı özellikleri olabiliyor. Ancak bu, bir bütün olarak o canlıların olabileceklerinden çok daha zayıf özelliklerle donandıkları gerçeğini değiştirmiyor. Bu da, evrimin eldeki malzemeyi kullanarak hayatta kalabilen canlılar yaratmakta usta; ancak bundan daha iyisini yapmaktan aciz bir doğa yasası olduğunu gösteriyor.
Teşekkür: Bu yazıya katkıları için Halit Eray Bozkurt'a teşekkür ederiz.
Evrim Ağacı'nda tek bir hedefimiz var: Bilimsel gerçekleri en doğru, tarafsız ve kolay anlaşılır şekilde Türkiye'ye ulaştırmak. Ancak tahmin edebileceğiniz Türkiye'de bilim anlatmak hiç kolay bir iş değil; hele ki bir yandan ekonomik bir hayatta kalma mücadelesi verirken...
O nedenle sizin desteklerinize ihtiyacımız var. Eğer yazılarımızı okuyanların %1'i bize bütçesinin elverdiği kadar destek olmayı seçseydi, bir daha tek bir reklam göstermeden Evrim Ağacı'nın bütün bilim iletişimi faaliyetlerini sürdürebilirdik. Bir düşünün: sadece %1'i...
O %1'i inşa etmemize yardım eder misiniz? Evrim Ağacı Premium üyesi olarak, ekibimizin size ve Türkiye'ye bilimi daha etkili ve profesyonel bir şekilde ulaştırmamızı mümkün kılmış olacaksınız. Ayrıca size olan minnetimizin bir ifadesi olarak, çok sayıda ayrıcalığa erişim sağlayacaksınız.
Makalelerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu makalemizle ilgili merak ettiğin bir şey mi var? Buraya tıklayarak sorabilirsin.
Soru & Cevap Platformuna Git- 1
- 1
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- http://www.doganburda.com/popsci/. Populer Science Türkiye. (27 Mayıs 2020). Alındığı Tarih: 27 Mayıs 2020. Alındığı Yer: Populer Science Türkiye | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 16/02/2025 02:03:02 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/2549
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.