İnsanın mutsuzluğunun kaynağı doğa hakkındaki cehaletidir. Ön yargının sonucu çarpıtılan zihni, ilerlemesini önleyen; onu hayallerin kölesi haline getiren, çocukluğunda zihnine işlemiş ve kendisiyle iç içe geçmiş kör fikirlere sarılışının inatçılığı onu devamlı hataya mahkûm ediyor gibi görünüyor. Kendisi, düşsel fikirlerle dolu deneyimsiz bir çocuğu andırır: Haceti gereği bilinemez olan ve onu sendelemede, hatada bırakan tehlikeli maya tüm bilgisine karışmıştır. Fikirlerinin tınısı, bizzat kendileri hatada olan değilse onu saptırmakla ilgilenen başkalarının otoritesine göre şekil alır.