Fatalizm; her şeyin önceden doğaüstü bir güç tarafından belirlendiğini ve hiç kimsenin bu yazgıyı değiştiremeyeceğini savunan felsefe akımıdır.
Fatalizm ya da kadercilik, felsefede, bütün olan bitenleri kaderin önceden tespit ettiğine, bunların değişmeyeceğine inanan bir görüştür. Her şeyin alın yazısına göre önceden belirlenmiş olduğuna, insanın bu önceden belirlenmiş olan alın yazısını değiştiremeyeceğine inanan dünya görüşüne, fatalizm denilmektedir.
Fatalizm; cebriye, kadercilik, yazgıcılık veya sabit kadercilik adlarıyla da bilinmekte olup her şeyin önceden doğaüstü bir güç tarafından belirlenmiş olduğunu ve kimsenin bu belirlenmiş yazgıyı değiştiremeyeceğini ileri süren görüştür. İnsan istesin istemesin, olaylar kendi iradesinden başka bir iradenin yönlendirdiği yönde gelişir ve insan iradesiyle ne kadar çaba harcarsa harcasın, sonuç daima üstündeki o iradeye göre gerçekleşir.
Tanrı’nın zorunlu bilgisi karşısında özgür iradeye yer açmak için,Tanrı’nın, geleceği mümkün (değişken) olarak bilebileceğini savunanlara değinen Özgökman, Ortaçağ düşünürlerinden Dun Scotus, Ockhamlı William ve Luis De Molina’yı örnek vermektedir. Ockhamlı William ve Luis De Molina’nın fikirlerinin günümüzde de kabul gördüğünü zikretmekte ve özellikle Molina tarafından ileri sürülen Orta Bilgi Teorisi’ne geniş yer vermektedir. Buna göre Tanrı, insanın gelecekte özgürce yapacağı davranışları orta bilgisiyle mümkün olarak bilmektedir. Ancak bu bilginin Tanrı ile ilişkisi zorunlu, içeriği yani geleceği bilmesi ise mümkün bir yapıdadır. Böylece insan, davranışlarını özgürce yapmakta ve Tanrının ön bilgisi buna engel olmamaktadır (s.133). Orta Bilgi Teorisi’nin mantıklı argümanlar öne sürdüğünden dolayı günümüzde birçok taraftarı olduğunu dile getiren yazar, çağdaş filozoflardan Alvin Plantinga, William Lane Craig, Thomas P. Flint, Alfred J. Fredosso gibi düşünürlerin bu teoriyi savunmakta olduklarını zikretmektedir .
Günümüzde Batı dünyasında Tanrı’nın ön bilgisi hakkında yeni fikirlerin ileri sürüldüğünü ifade eden Özgökman, bu fikirlerin Nelson Pike tarafından ortaya atılan katı olgular ve yumuşak olgular üzerinden tartışıldığını dile getirmektedir. Buna göre geçmişte yaşanmış, değiştirilemeyen olgular katı olgular; değiştirilebilir olan gelecek ile ilgili olgular ise yumuşak olgulardır. Burada asıl tartışma konusu ise Tanrının ön bilgisinin katı bir olgu mu yoksa yumuşak bir olgu mu olduğu meselesidir. Yazar, daha çok akılcı olarak nitelendirilen bu çözüm önerisinin Tanrı’nın ön bilgisinin nasıl anlaşılması gerektiği konusunda farklı bir bakış açısının ortaya çıkardığını öne sürmektedir. Bu konuda yapılan tartışmaları ayrı bir bölümde inceleyerek bu düşüncenin yarattığı sorunları sorgulamakta ve yöneltilen itirazlara değinmektedir.
Kaynaklar
- Yazar Yok. Kur’an’da Allah’in Mutlak İradesi Ve İlmi Karşisinda İnsanin İrade Özgürlüğü. (3 Eylül 2020). Alındığı Tarih: 3 Eylül 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı
- Yazar Yok. Tanrı’nın Ön Bilgisi Ve İrade Özgürlüğü:. (3 Eylül 2020). Alındığı Tarih: 3 Eylül 2020. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı