Yaşadığınız bu durum kuruntu, vesvese, paranoya, stres bozukluğu, kaygı bozukluğu gibi bir çok farklı adı ve biçimi olan bir ruh hali. Stres biraz da atalarımızdan bize kalan ve aynı zamanda bizi hayatta ve sürekli tetikte tutan savaş-kaç durumlarına özel savunma mekanizmalarımızdan biri. Bu duygu normal ve insanidir. Fakat insanların hayatlarındaki önemli değişiklikler ya da olayların ardından yaşadıkları travmalar veya travma sonrası stres bozuklukları beraberinde baş etmesi çok daha kolay olmayan kaygıyı artırır. Bu durumun ya da duyguların yoğunlaşmasıyla birlikte bu durum kaygı bozukluğuna dönebilir. Günümüz dünyası, yaşadığımız coğrafya, maddi ve ailevi kaygılar ile birlikte düzenli ve garanti bir hayata ulaşmak için sürekli aşılması gereken bariyerlerle kazanılması gereken sınavlar, birikim hedefleri, barınma ihtiyacı, şehir hayatının getirdiği zorluklar, düzenli ödenmesi gereken faturalar ve taksitler gibi bir ya da birden fazla durum ya da olay kaygı bozukluğumuzun altındaki temel nedenler olabilir. Eğitim hayatının bitişi sonrası ya da mevcut işinden çıkarılınca yaşanan işsizlik durumu, sağlık ve vücut bütünlüğüne yönelik yaşanmış ve tekrar etmesi söz konusu durumlar, çocukken yaşanılan ağır maddi zorluklar, biten bir ilişki veya evlilik ya da evlilik çağına gelip yaşıtlarının aile kurarken geride kaldığını hissetmek, bir yakınını kaybetme gibi olaylar bu durumun altında yatanlara örnek olabilir. Kesin olan şu ki kafamızın içinden geçen ve onları yatıştırmakta zorlandığımız düşüncelerle yani kaygı bozukluğu ve vesvese ile ona karşı yaşattığı duygu ile mücadele edebilecek kadar güçlü olduğumuzu hissettirecek bir uzman desteği son derece faydalı olacaktır. Öte yandan şunu da bilmek gerekir ki, kaygı bozukluğuna ya da vesveseye sebep olan ve kafamızın içindeki duygu ya da düşüncelerle doğrudan onlara karşı gelip yok sayarak gidermeye ve rahatlamaya çalışmak otobanda hızla giden araçların arasına atlayarak onları durdurmaya çalışmak kadar tek başımıza gücümüzün sınırlarını aşan bir girişim olabilir. Bazen hayatı olduğu ve aktığı gibi kabullenip, akan trafiği kendi haline bırakmak daha rahatlatıcı olabilir. Henüz gelmemiş bir geleceğin yarını için onu güzelleştirebileceğimiz bugünün enerjisini harcamasına izin vermemeliyiz. Bir uzman değilim fakat kaygı bozukluğu ile mücadelede bir uzman desteğinin gerçekten faydalı olabileceği düşüncesindeyim. Bu soruyu mutlaka bir de bu konunun uzmanına danışmanızı tavsiye ederim.