Hayvanat bahçesinde ziyaret ettiğimiz ayı, bizim için bir tehdit oluşturmaz. Çünkü ayının kafesinden çıkıp bize bir tehdit oluşturması çok düşük bir ihtimaldir. Aynı ayıyı, ormanda piknik yaparken görürsek, işte o zaman ciddi önlemler almamız gerekir. Çevre faktörü, tehdit unsurunun şiddetini arttırır.
Tam tersini düşünelim. Köpekbalıklarıyla dolu bir okyanusa, demir kafes ile dalış yapıyoruz. Doğal ortamlarında bulunan bu yırtıcılar, bizim için tehdit oluşturmaz, çünkü kafesi geçebilme ihtimalleri çok düşüktür. Biz, bu çevreye sıfır tehdit ile girebilmeyi, teknolojimiz ile öğrenmiş durumdayız. Bizden ne kadar büyük, ne kadar güçlü, ne kadar hızlı olurlarsa olsunlar, teknolojimiz bize üstünlük sağlar. İşin özü teknolojisi gelişmiş olan korkmaz.
Şimdi gelelim soruna, bu işe sosyolojik olarak bakamayız. Hepimiz insanız ve hiç bir akıllı medeniyet ile etkileşime girmedik. Onların kültürü, medeniyeti hakkında hiç bir bilgimiz yok ve varsayımlarımız tamamen insancıl. Farklı düşünebilecek donanımımız yok. Doğal olarak, bizi analiz etmelerini beklemek naiflik olur.
Onların kültüründe, sanat olmayabilir, felsefe ve müzik de olmayabilir, bilimi de bizim yaptığımız gibi takip etmiyor olabilirler. Hatta bireysel de olmayabilirler. Arılar gibi kovan zihnine sahip bir medeniyette, farklı düşünceler hiç doğmaz. Kompozit bir kültürleri olamaz. Barışçı olmayan bir medeniyet ile karşılaşırsak, bizi böcek gibi ezip, yollarına devam edebilirler. Bizim sanatımız, bilimimiz onlar için hiç bir şey ifade etmeyebilir.
Bizim bulunduğumuz güneş sistemine, ellerini kollarını sallayarak girip merhaba diyeceklerini sanmıyoruz, aynı bizim okyanusa dalarken aldığımız önlemler gibi kendilerini koruyabilecek önlemleri alacaklardır. Bu durumda da, ilk tehdit silahlarımız olur. Felsefemiz, bilimimiz onları hiç ilgilendirmeyecektir.
Her ne kadar bu görüş, radikal olsa da, sonuçta bir insandan çıkmış öngörüdür. Bilimsel metot kullanılarak ulaşılmış, olası sonuçlardan biridir. Yine de gerçeği yansıtmaz. Karşılaşacağımız medeniyet, bugüne kadar kimsenin tahmin edemediği davranışlara sahip olabilir.
NOT: John Scalzi'nin "Yaşlı Adamın Savaşı" adlı romanında, bize çok değişik gelebilecek kültürlere sahip medeniyetler anlatılıyor. Bizi nasıl gördükleri iyi kurgulanmış. Fikir vermesi açısından okunabilir.