Bazıları cuk diye oturuyor…
Basın-yayın (Medya), Gezgin (Turist), Ruhbilim (Psikoloji) gibi. Zira bazıları daha önce de kullanılmış fakat literatüre girmemiş, gezgin gibi.
Ancak Evrenkent (üniversite) veya dirilbilim (biyoloji) vb. kelimeler sanki daha cuk oturabilecek kelimeler olabilirmiş gibi geliyor.
Zira dil canlı bir organizma gibidir. Pratik yaşamda karşılığını bulabilen hızlı gelişir. Özelikle bilim, sanat, edebiyat ve hukuk alanında eğer belirleyici olan siz iseniz ve üretiminiz pratik yaşamda da ciddi bir karşılık buluyor ve kalıcı oluyor ise, ki bunlar kültürlerin üst çatısı olan medeniyeti oluştururlar, işte o zaman dili, dilin etkin kavramlarını ve vesilesi ile aracısı olduğu düşünceyi de siz ve diliniz belirlersiniz.
Oktay Sinanoğlu bunun bilincinde bir bilim insanı ve dile de el atması diyalektik temelde olağan olandır. Hele ki hayatının çoğunluğu yurt dışında geçmiş bir bilim insanın ( ki bazılarının dili bile artık dönmüyor) Ana diline bu denli ve hala vakıf olması, bunu dert edinmesi alkışı fazlasıyla hak ediyor.
Ve bence hepimiz bu uğraşın içinde bulunmalıyız fakat oturduğumuz yerde “oturgaçlı götürgeç” misali uydurarak değil, hayata yedirerek ve hayatın pratiğinden onay alarak. Bu da ancak sanat, bilim, edebiyat, spor ve hukuk ile olur. Sevgiyle…