Neden-Sonuç ve Kısır Döngü!
Makro evrenimize dair; nedenini somut olarak ortaya koyamadığımız yahut matematiksel olarak hesap edemediğimiz, yahut ön göremediğimiz hemen hemen bir sonuç yok. Dahası sonuçların vesile olduğu yeni nedenler ve yeni nedenlerin vesile olduğu yeni sonuçlar, iç içe ve çok yönlü olarak neden-sonuç ilişkisinin dışında tespit edilmiş bir gidişat da yok.
Ancak mikro evrenimizde ve atom altı ölçekte nedensellik olarak ifade edilen neden-sonuç ilişkisine yönelik yapılan çalışmalar, ölçümler ve matematiksel modellemeler , şimdilik bir nedenselliğin zorunlu olmadığına yönelik bir ön bilgi veriyor ve fakat henüz sürecin başındayız.
Haklı çıkabiliriz, yanılabiliriz de…
Peki hangisi önceliklidir?
Bilimsel temelde nedensellik neden-sonuç ilişkisi üzerinden ifade edilir ve yazılışında da görüldüğü üzere neden öncelenir.
Ancak her neden bir önceki nedenin ve hatta nedenlerin aynı zamanda sonucu ve bir sonraki sonucun da nedeni ve hatta nedenleri olduğu için, hikaye tavuk ve yumurta hikayesine döner.
Ancak dinamik evrenimizin akış-oluş yönü, gerek zamanın oku gerekse entropi yasası gereği hep sonuç üzerinden geriye dönük nedenselliğe dayandığından ve olay ve olguları bu silsile üzerinden izah ettiğimizden, neden-sonuç hiyerarşisinde nedeni öncelememiz hem daha tutarlı hem de daha isabetli sonuçlara ulaşmamıza olanak tanıyor ve bu şekilde kullanımı bizlere daha pratik bir hareket alanı sunuyor.
Yoksa ilk neden nedir sorusunu sorduğumuz an, “o” aynı zaman da neyin sonucudur sorusunu da sormuş oluruz veya tersi ve bunun sonu yok, öncesi de. Aklım bu kadarına yetiyor. Sevgiyle…