Stres’i Canavara Dönüştüren Biziz!
Stres; ne yazık ki üzerinde en çok tartışılan en çok kitap yazılan ve fakat en az yol alınan duygu durumudur.
Esasında canlılığın hayatta kalmasının ana sigortalarından biri olarak var olan stres, ne yazık ki çağımızda iradi olarak canlılığı (türümüz ve türümüze yakın yaşayan canlılar özelinde) hayattan koparan en büyük belaya dönüşmüştür.
Bu nedenle bu konuda yazılan onca kitaba ve yapılan onca tartışmaya rağmen (haddimi de aşmadan) demek isterim ki, çağımızda stres ile başa çıkmanın ne yazık ki sadece iki yolu vardır.
İlki bize bağlı olmayan ortamdan, yani stresi yaratan ana kaynaklardan uzaklaşmak. Sizler de takdir edersiniz ki bu ucuz bir akıl satmadır ve gerek ülkemizin gerekse dünyamızın sosyo-ekonomik ve buna dayalı politik arenasında, büyük bir çoğunluk için bu mümkün değildir. Bu, ancak streslerin büyük çoğunluğunun müsebbibi olan sistemin sayılı efendilerinin sahip olabileceği bir ayrıcalık.
İkincisi ise zihnimizi güçlü kılmaktır. Bu asla teslimiyet değildir. Aksine kaçınılmaz olana hazırlık olarak zihnimizi bilgi ile donatmak ve daima zinde tutmaktır. Öyle olduğunda inanıyorum ki fabrika ayarlarımıza geri dönecek ve ortaklaşmacı doğamızın, bugün türlü türlü nedenlerle birbirimizden esirgediğimiz dayanışma, paylaşma, empati kurma ve birlikte savaşma niyeti ve cesareti ile stres de ölümcül olmaktan çıkacak ve fabrika ayarlarına , asli vazifesi olan canlılığı hayatta tutan ana sigortaya dönecektir. Sevgiyle…