Çünkü günümüz insanının yaşam dinamiklerini belirleyen şey, insanın doğası dediğimiz olgu ya da evrimsel dinamikler değil.
Özellikle Harrari'nin Sapiens kitabıyla popülerleşen, her şeyi temel kök nedenlere indirgeyerek açıklama eğilimi aslında hiç de güvenilir bir yaklaşım değil. İnsanın doğası günümüzde o kadar önemli de değil. Tarımın icadı ve insanın toplu yaşama geçmesi ile kültür, felsefe, sosyal gereklilikler ve kurallar, ahlaki değerler, politika, sanat, hukuk, din, tıp vs. gibi, doğada -en azından bugünkü hâlleri ile- var olmayan sayısız olgu ve disiplin ortaya çıktı. Biz modern dünya insanı için bu disiplinler, insanın doğası ya da evrimsel dinamiklerden çok daha önemli. Bunun nedenleri ayrıca incelenebilir ama "insanın doğası böyledir" diyeceğiniz herhangi bir tercihin aksi yönde hareket eden milyonlarca insan var. En basitinden, "İnsan doğar, ürer ve ölür" deseniz bile çocuk yapmayan o kadar fazla insan var ki bu gerçeği görmezden gelmek ve en temel evrimsel esaslara karşı duran kitleleri önemsememek olanaksız.
İntihar vakaları var çünkü insanlar yaşama ve dünyaya, hayatta kalma esaslı bakmıyorlar. Farklı felsefi yaklaşımlar, modern dünyanın aldığı umutsuz hâl, inşa etmeye çalıştığımız yaşamlarımızın yetersizliği, hem bugün hem çağlar boyu yaşanmış sayısız acı, savaş, ölüm vs. yaşamı anlamsız gösterebiliyor. En önemlisi de günümüz insanının anlam arayışı ve bu arayışta başarısız olması, yaşamın değerini giderek düşürüyor.
İnsanın doğası, var olma isteği ve evrimsel dinamikler bugününün insanı için sanıldığı kadar önemli ve belirleyici değil. Çünkü modern dünyada bambaşka disiplinler ve bakış açıları mevcut.
Özetle böyle...