[1]
Yaşam, evrendeki sıradan bir kimyasal süreç olmaktan öte, belki de varlığın kendi içine dönük bir evrimsel stratejisi olarak değerlendirilebilir. Bu bağlamda yaşam, yalnızca moleküler karmaşıklığın ürünü değil; aynı zamanda varoluşun daha yüksek boyutlara nüfuz etme çabasının bir tezahürü olabilir. Kuantum düzeyindeki belirsizlikten makroskopik organizmalara, oradan da bilinç ve kültür gibi soyut yapılar üzerinden zaman boyutuna yayılan bir fenomen olarak yaşam, uzamsal ve zamansal boyutları aşma eğiliminde olan bir "kendilik genişlemesi" süreci olarak yorumlanabilir.
Evrimsel biyoloji yaşamın biyokimyasal ve genetik mekanizmalarını açıklamakta son derece başarılıdır; ancak bu mekanik anlatının ötesinde, yaşamın neden ortaya çıktığı ve niçin bu kadar karmaşıklaştığı gibi sorular halen tam anlamıyla cevaplanabilmiş değildir. Burada felsefi bir yorum devreye girer: Yaşam, entropiyle savaşan, yapısal bütünlüğünü koruyarak çevresine bilgi işleyen bir sistemdir. Bu özellikleriyle yaşam, kendini sadece yatayda (en, boy, derinlik) değil, aynı zamanda dikeyde (zaman, bellek, bilinç) de genişletme potansiyeline sahiptir.
Zamanla etkileşen bir yapı olarak organizmaların üremesi, sadece genetik bilgiyi aktarmakla kalmaz; aynı zamanda bu bilginin işlenip geleceğe yön verilmesini de sağlar. Böylece yaşam, durağan değil, kendini geleceğe projekte eden dinamik bir olguya dönüşür. Belki de yaşam, evrenin kendi potansiyelini gerçekleştirme girişimidir — yani uzay-zaman dokusuna bilinç, kültür ve belki de bir gün çok daha ileri boyutlara nüfuz edebilecek varlık formları aracılığıyla derinlik katma çabasıdır.
Bu açıdan bakıldığında yaşam, sadece bir varoluş değil, çok boyutlu bir yayılımın bilinçli veya yarı-bilinçli bir temsilcisidir.
---
Dilersen bu metni geliştirebilir, farklı disiplinlerden daha fazla referansla der
inleştirebilirim.
Kaynaklar
-
E. Schrodinger. (2012). What Is Life?. ISBN: 9781107394506. Yayınevi: Cambridge University Press. sf: 90-120.