Evrenin genişlemesiyle ilgili en ilginç ve aynı zamanda en korkutucu teorilerden biri "Büyük Yırtılma" (Big Rip) senaryosudur. Bu teoriye göre, eğer evrenin genişlemesi hızlanarak devam ederse, bir noktada genişleme o kadar şiddetlenecek ki uzay-zaman dokusunun kendisi yırtılabilir. Peki, böyle bir şey gerçekten olabilir mi? Ve eğer olursa, fizik yasaları nasıl değişir?
Bu soruların yanıtı, doğrudan karanlık enerjinin doğasına bağlı. Bildiğimiz kadarıyla, evrenin genişlemesini hızlandıran şey karanlık enerji; ancak bu enerjinin tam olarak ne olduğu hâlâ büyük bir muamma. Eğer karanlık enerji zamanla güçlenirse, yani "haydut" bir şekilde davranırsa, galaksileri, yıldızları, gezegenleri ve hatta atomaltı parçacıkları bile parçalayabilir. İşte bu noktada fizik yasalarının değişip değişmeyeceği sorusu ortaya çıkıyor.
Stephen Hawking, kara deliklerin buharlaşmasıyla ilgili yaptığı çalışmalarda, uzay-zamanın çok uç durumlara maruz kaldığında beklenmedik sonuçlar doğurabileceğini öne sürmüştü. Büyük Yırtılma senaryosunda da benzer bir şey olabilir: Eğer uzay-zamanın genişleme hızı sonsuza giderse, Einstein’ın genel görelilik denklemleri çökmeye başlayabilir. Bu durumda, fizik yasaları dediğimiz şeylerin aslında evrenin yapısıyla sıkı sıkıya bağlı olduğu ve bu yapı çöktüğünde yasaların da anlamını yitirebileceği ortaya çıkıyor.
Büyük Yırtılma’nın mekanizmasını anlamak için şunu hayal edelim: Diyelim ki, bir galaksi var ve bu galaksi içindeki yıldızlar birbirine kütleçekimiyle bağlı. Ancak genişleme öyle bir hızlanıyor ki, bu kütleçekimi artık galaksiyi bir arada tutamıyor. Sonra, aynı şey yıldız sistemlerine oluyor: Gezegenler, yıldızlarının etrafında dönemez hâle geliyor ve savruluyor. Daha da kötüsü, genişleme atomların bile stabilitesini bozacak noktaya geldiğinde, maddeyi bir arada tutan elektromanyetik kuvvet bile yetersiz kalıyor. İşte bu noktada, tüm parçacıklar birbirinden ayrışıyor ve evren tam anlamıyla çözülüyor.
Burada en çarpıcı sorulardan biri şu: Eğer Büyük Yırtılma gerçekleşirse, ardından ne olur? Cevap: Bilmiyoruz. Belki de uzay-zaman tamamen parçalanır ve fizik yasaları anlamını yitirir. Belki de yeni bir fizik doğar; tıpkı Büyük Patlama’dan önceki fizik yasalarının farklı olması gibi.
Bu konu, sadece teorik fizik için değil, aynı zamanda kozmoloji ve felsefe açısından da büyük sorular içeriyor. Eğer uzay-zamanın kendisi yırtılabiliyorsa, o zaman zamanın kendisi de bir sona sahip olabilir mi? Eğer fizik yasaları evrenin yapısına bağlıysa, bu yasalar mutlak değil de bağlamsal olabilir mi? Bu tür soruların kesin yanıtlarını şimdilik bilmiyoruz, ancak evrenin geleceğini anlamak için karanlık enerjiyi daha iyi kavramamız gerektiği açık.