Hiçbir şeye ihtiyacı olmayan tanrı, god, allah vb yoktur. Kötülük yapan, yaptıran şeytanda yoktur. Cin, melekde yoktur.
Peygamberlerde yoktur. Peygamberlerin kökeni diye googleden aratırsanız cevabı bulabilirsiniz.
Bu sorunun cevabını bilmeniz için ilk önce uzayın oluşumu, galaksilerin oluşumu, yıldızların oluşumu, güneşin ve gezegenlerin oluşumu daha sonra dünyanın oluşumu ve dünyada yaşamın başlangıcının oluşumu, insanın evrimsel sürecini bilmeniz gerekir.
Yani uzayı, uzayın öncesini, zamanın öncesini yaratan bir tanrı, god, allah vb yoktur. Herşey etkiye tepki ile oluşmuştur. Bunun için biraz kimya bilmeniz gerekir. Kimyasal reaksiyonları bilmeniz gerekir. Uzaydaki etkileşimleri bilmek içinde manyetizma, elementler bilmeniz gerekir.
Zaman dediğimiz şey zaten dünyanın güneş etrafında dönmesi ile oluşan bir olgudur. 1 tur dönmesine 1 sene deriz.
Dünyadaki ilk hücrenin suda oluşmasından sonra hücreler etkileşime girdiler. Daha sonra karaya çıkış süreci ve canlıların çeşitlenmesi ve biz insanların oluşması süreci. Hücre nedir googleden aratıp okumanız gerekir.
İnsanda organlar vardır. Hücreler dokuları, dokular organları, organlar sistemleri oluşturur.
Bizim içimizde etkileşim halinde olan hücreler ve organlar vardır. Yani bildiğin sen sen değilsin. Seni, beni, onu yöneten içimizdeki hücreler, organlar, sistemlerdir. Bunun için anatomi bilmeniz gerekir.
Örnek vermek gerekirse kalbin atması için emir vermene gerek yoktur. O kaç dakikada kaç tane atacağını bilir. 1 dakikada 60-100 arası gibi. Aşağısına düşerse veya yukarısına çıkarsa sağlık problemleri oluşur.
Yani kalp ne yapayacağını bilir sana sormasına gerek yoktur. Uyurkende işlevini yapar. Senden emir almasına gerek yoktur.
Aynı şekilde solunumda senden emir almaz ve gereğini yapar. Dakikada 12-20 arası nefes alıp veririz. Sen , ben , o bu , şu uykudan iken nefes alıp ver diye emir almasına ihtiyacı yoktur. Hücreler, solunum organlarını gerekeni yapar.
Aynı şekilde sindirim ve boşaltım sistemimizde gerekeni yapar. Ağızdan yemekler tatlı, ekşi, tuzlu, acı ayrımı yapılır.Mideye gelir. Midede de sindirim yapılır. Bağırsaklara gider. Oradan gerekli elementleri alıp boşaltıma gider. Bunlar için senden emir almasına gerek yoktur. Hücreler ve içimizdeki bazı bakteleriler bunları yapar. Bizim bunların olduğundan haberimiz bile olmaz.
Bizi yöneten hücrelerdir. Organlardır. Sistemlerdir. Bizde sadece bu hücrelere, organlara, sistemlere zarar gelmemesi için uğraşırız. Onların dediklerini yaparız.
İlaç sektörüde bu şekilde doğmuştur. Doktorlukda bu şekilde oluşmuştur.
Düşünce ise etkiye tepki ile oluşur. İnsanlar hem tehlikelerden korunmak için, hem geleceğini garanti almak için öğrenmek, meslek edinmek için ( aç kalmamak ve diğer ihtiyaçlarını gidermek için ) soru sorarlar ve cevaplarını ararlar.
En son hali ile insanlar neden ve niye yaratılmıştır sorusunun cevabı tanrı var olduğu ve o istediği için yaratmış değildir.
Uzaydaki yıldızlar, gezegenler arası iletişimde etkiye tepki vardır.
İçimizdeki organlar arasında da etkiye tepki vardır. Fakat yaşamsal bir organ zarar görürse organizma tamamen biter ve ölüm dediğimiz olay gerçekleşir.
İnsanlar maslow ihtiyaç şablonuna göre yaşarlar. Daha fazla detaylandırmanın veya farklı bir ihtiyaç şablonu yapmanın manası yok.
Siz ateist veya deist birisine zarar vermezseniz o da size zarar vermeye kalkmaz. Siz kalkıpta ateist diye birisine veya deist diye birisine zarar vermeye kalkarsanız hali ile o da kendini korumak ister. Yani ateistler, deistler kötüdür diye bir şey yoktur. Siz nasıl davranırsanız onlarda ona göre size karşılık verirler. Veya size hiç bulaşmazlar kendi halinize bırakırlar.
161 görüntülenme