BİZİZ…
Yaşam; bizim ona ne anlam yüklediğimiz ile ilgili olarak tanımladığımız bir sürecin adıdır.
Anlamı biz belirleriz. Bunu nasıl belirlediğimizin hükmü yoktur.
İster hali hazırda akıp giden öğrendik, bilindik kalıp, klasik argümanlar ile; ister geleceğe yönelik arzu, beklenti ve düşler ile fark etmeksizin, yaşama dair tüm tanımlamalar, son kertede bizim tornamızdan geçer.
Hepimizin öncelikleri, beklentileri, özlemleri, düşleri, hedefleri var kuşkusuz…
Yaşamımıza anlam katan şey esasında hepsinin ortak paydası olan gerçekleşme oranıdır. Bu gerçekleşme oranını belirleyen bize bağlı süreçler olduğu gibi, bizden azade süreçler de ne yazık ki var.
İşte bu bize bağlı olan ile bizden azade olanın kesişim kümesi anlamın adıdır.
Şayet yaşama nesnel gözlükler ile ve iyimserlik camlarının ardından bakıyor isek; Bize bağlı olanın, bizden azade olanla örtüşme olasılığı o denli yüksektir demektir. Böyle bir durumda yaşamımızın anlamı o denli tatlı olur ki paylaşmadan duramayız ve bulaşır.
Şayet yaşama öznel gözlükler ile ve karamsarlık camlarının ardından bakıyor isek; Bize bağlı olanın bizden azade olanla örtüşme olasılığı o denli düşük demektir. Böyle bir durumda yaşamımızın anlamı o denli yavanlaşır ki; etrafımıza da bir virüs gibi bulaştırırız.
Yaşamda umut çilingirdir, iyimserlik ise maymuncuk. Anlam; Bu iki maharetin açacağı kapının ardındadır…