Sağlıktaki Temel Sorun Piyasalaşmadır?
Salık en temel, evrensel, vazgeçilmez, dokunulmaz, devredilmez insan haklarının başında gelir. En başat hak olan yaşama hakkının dayanağıdır. Bu hakkın piyasalaşması demek ticarileşmesi demektir. Ticarette kar esastır ve bu yüzden ticarileşen her şeyde olduğu gibi sağlıkta da artık insan özne olmaktan çıkar ve müşteri sıfatı ile nesneleşir.
Bugün olan odur ve ısrarla iki alanda (sağlıkta ve eğitimde) ve temel hak üzerinden bilimsel, erişilebilir, parasız haykırışımızın nedeni budur.
Bir yerde bir hizmet ticarileştiği an azgın piyasa koşullarına tabi olur. Azgın piyasa koşullarına tabi olana erişim ancak bu piyasanın hükümleri ile işler. Onun anlamı da şudur: Her şey paran kadar.
Bu hükümlerin bir diğer ayağı da hizmetin sunuluş şeklini ve çapını da belirler. Onun da anlamı şudur: Kaz gelmeyecekse tavuk da yok. Yani kar yoksa hizmet de yok.
Haliyle ilk düğme yanlış iliklenince geriye kalanı doğru ilikleme imkanı da olmaz. Bugün gerek erişim, gerekse nitelik açısından sağlık hizmetlerinin içler acısı durumu, donanım, alt yapı, araç gereç, istihdam ve buna bağlı hijyen ve güvenlik sorunlarının temelini oluşturmaktadır. (saymakla bitmez)
Bu olumsuz tablo, sağlığa yönelik temel yaklaşımda, insan merkezli ve sağlığı temel bir hak olarak sadece kağıt üstünde değil pratikte de somutlayan ciddi bir dönüşüm olmadan değişemez.
Geçici çözümler, yüzeysel müdahaleler sadece ağrı kesici görevi görür ve ağrı kesici geçici olarak hastalık yokmuş hissi verebilir fakat tek başına hiçbir hastalığı iyileştiremez.