Tanrısal perspektifte, yaratılmış sistem içi bir adalet sağlama garantisi verilmez. Tanrının dünyevi olaylara karışma, yapılan "haksızlıkları" giderme gibi bir vaadi yoktur. Niye...
3+1 boyut, buraya bedenlenen ve insan sıfatını alan varlıklara verilen özgür iradeyi kullanmayı öğrenebilme okuludur. Her varlık, kendi içinde denge ve adaleti bulmakla görevlidir. (Merkezlenme) Buraya avatarına gelmiş her varlık aslını ve özünü bularak kendi dengesini ve özünü keşfe programlıdır.
Kitlesel anlamda oluşan dengesizlikler ve adaletsizlikler de her bireyin adalet - hak - temel özgürlük gibi kavramlara bakış açılarını netleştirmeleri ve bu konularda bilgelik - farkındalık yakalamaları içindir. Nihayetinde bu 3+1 boyut bir simülasyon olduğu için ana mantık bilgelik-farkındalık sahibi olarak bilinç seviyesini yükseltmektir. Bu başarıldığında, bu boyuttaki tekamül süreci tamamlanmış olur.
Tanrının olaylara durumlara müdahele etmesi gerekliliği mantığı, henüz büyük resmi kavrayamamış bakış açılarının, kendi mantıklarını temel alarak, buna uymayan herşeyi reddetme durumunun bir çıktısıdır. Oysa henüz kendini bile keşfetmemiş bir zihin, büyük resmi bu şekilde kaçırabilmekte çoğu zaman. Tabii ki bir süre sonra tüm bedenlenmiş avatarlar büyük resimle olan etkileşimlerini olması gereken seviyeye getirirler ancak öncesi aşamada tökezleme, körlük, vazgeçme gibi durumlar oldukça olağandır.
Kendini tanımayı tamamlamamış bir zihinin (avatar) tanrısallığı anlaması, sistemi ve sistemdeki rolünü kavraması bir değil bir kaç yaşam, bir kaç yüz yaşam alabilmekte.[1][1]
Kaynaklar
-
Eleanor Robson. The Clay Tablet Book In Sumer, Assyria, And Babylonia. (16 Ağustos 2016). Alındığı Tarih: 22 Haziran 2024. Alındığı Yer: onlinelibrary.wiley
| Arşiv Bağlantısı