Nihal Atsız'ın "Geri geşen mektup" şiiri benim için güzel anlamlar taşıyor.
Gözler ki birer parçasıdır sende ilahın.
Gözler ki senin en katı zulmün ve silahın.
Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin.
Sen öldürüyorken de vuruken de güzelsin.
Nihal Atsız'ın "Geri geşen mektup" şiiri benim için güzel anlamlar taşıyor.
Gözler ki birer parçasıdır sende ilahın.
Gözler ki senin en katı zulmün ve silahın.
Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin.
Sen öldürüyorken de vuruken de güzelsin.
Anlar
Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya,
İkincisinde, daha çok hata yapardım.
Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.
Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar,
Çok az şeyi
Ciddiyetle yapardım.
Temizlik sorun bile olmazdı asla.
Daha çok riske girerdim.
Seyahat ederdim daha fazla.
Daha çok güneş doğuşu izler,
Daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim.
Görmediğim bir çok yere giderdim.
Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.
Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.
Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu.
Farkında mısınız bilmem. Yaşam budur zaten.
Anlar, sadece anlar. Siz de anı yaşayın.
Hiçbir yere yanında termometre, su, şemsiye ve paraşüt almadan,
Gitmeyen insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbir şey taşımazdım.
Eğer yeniden başlayabilseydim,
İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım.
Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.
Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır,
Çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer.
Ama işte 85'indeyim ve biliyorum...
ÖLÜYORUM...
Jorge Luis BORGES
Çoğu insan kendinden çok başkaları için yaşar. İçinden geleni yapmaya korkar, çekinir ancak sonunda üzülen kendisi olur. Anı yaşamak lazım bu yüzden. Çok geç olmadan "bunu da yaşadım" diyebilmek gerekir. 85 yaşına geldiğimizde yaptıklarımızdan çok yapmadıklarımızdan pişman olacağızdır çünkü.
Yıllarca şiir yazmayı bırak okumaktan/sevmekten bile kaçındım. Ta ki şimdi evli olduğum eşimle tanışana kadar. İlk şiirlerimi sevgilime yazdım. Aşk, sevda, kalp, gönül temalı şiirler. Ve uzun zaman sonra fark ettim ki aslında şiir yazmayı ve okumayı çok istiyor ve seviyordum. Aşk temalı olmayan ilk şiirimi ise çok sonra yazdım. Bu şiir ucu kırılmış bir kurşun kalemin duygularını anlatan bir şiirdir:
Bekliyorum yine gözlerim kapalı
Bir ucum kusursuz bir ucum yaralı
Dakikalar resmen yok etmiş yılları
Kaderimdi, biliyorum yaşananları
***
Bıraktığım silik izler okunsa cidden
Oynatır hayatları hunharca yerinden
Ben her gün tıraş olmayı beklerken
Bulurum kendimi basit bir not yazarken
***
Usul usul azalan taş mürekkebim
Kalbimde kanayan asıl mürekkebim
İle değişse yerleri çelişse görevleri
İsmim kırık idi şimdi olur Kurşuni
***
Mahlas bile yazdı bu garip kendine
Yardım dilenirdi, edib oldu hayalinde
Yoktu bir dileği yontulmak haricinde
Yansa, bu çile kadar olmazdı belki de
***
Yıllar geçti dakikalar gibi
Bu garip bitti eridi mürekkebi
Son bir sıra talaşı dost edindi
Kırıldı son kez, dostluk da yetmedi
***
(Bu şiiri kaleme almama vesile olan lise hocam A. Kala'ya ve kadim dostum M. Öncel'e, şiir yazmayı güzelliğiyle bana öğreten canımdan çok sevdiğim karım B. G. Baysal'a sonsuz teşekkürler...)
Özdemir ASAF: Do
Dün sabaha karşı kendimle konuştum
Ben hep kendime çıkan bir yokuştum
Yokuşun başında bir düşman vardı
Onu vurmaya gittim kendimle vuruştum.
Bu şiiri en sevdiğim ayrıca Özdemir ASAF en sevdiğim şairdir.
Nazım Hikmetin otobiyografi şiiri diyorum
Hapislerde de yattım büyük otellerde de
açlık çektim açlık grevi de içinde ve tatmadığım yemek yok gibidir
otuzumda asılmamı istediler kırk sekizinde Barış madalyasının bana verilmesini verdiler de
Edip Cansever Yerçekimli Karanfil Şiiri
Biliyor musun az az yaşıyorsun içimde
Oysaki seninle güzel olmak var
Örneğin rakı içiyoruz, içimize bir karanfil düşüyor gibi
Bir ağaç işliyor tıkır tıkır yanımızda
Midemdi aklımdı şu kadarcık kalıyor.
Sen karanfile eğilimlisin, alıp sana veriyorum işte
Sen de bir başkasına veriyorsun daha güzel
O başkası yok mu bir yanındakine veriyor
Derken karanfil elden ele.
Görüyorsun ya bir sevdayı büyütüyoruz seninle
Sana değiniyorum, sana ısınıyorum, bu o değil
Bak nasıl, beyaza keser gibisine yedi renk
Birleşiyoruz sessizce.
şiirde “Yerçekimli Karanfil” metaforu, sevginin doğal bir çekim gücü gibi olduğunu ve insanların birbirine doğru çekildiğini simgelemektedir.Şiirde, insan ilişkilerini ve sevginin paylaşıldıkça çoğalan bir güzellik olduğunu işler. Birbirine karanfil veren insanlar, sevgiyi paylaşmanın ve büyütmenin anlamını taşır., Edip Cansever sevdayı birlikte büyüterek daha da güzelleştirmenin önemini vurgular. İki kişi arasındaki sevgi, birbirlerine dokunarak, birbirlerine ısınarak ve sessizce birleşerek daha da anlam kazanır.Edip Cansever, şiirinde yalın bir dil kullanır ve duygusal bir ton oluşturmaktadır bunu her şiirinde görmek mümkündür. Anlamın derinliği, sadece birkaç kelimeyle ifade edilir ve bu da okuyucunun duygusal bir bağ kurmasını sağlamaktadır
Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.
Bilim ile ilgili bir etkinlik mi düzenliyorsunuz? Yoksa bilim insanlarını veya bilimseverleri ilgilendiren bir iş, staj, çalıştay, makale çağrısı vb. bir duyurunuz mu var? Etkinlik & İlan Platformumuzda paylaşın, milyonlarca bilimsevere ulaşsın.
Evrim Ağacı'nın birçok içeriğinin profesyonel ses sanatçıları tarafından seslendirildiğini biliyor muydunuz? Bunların hepsini Podcast Platformumuzda dinleyebilirsiniz. Ayrıca Spotify, iTunes, Google Podcast ve YouTube bağlantılarını da bir arada bulabilirsiniz.