En sevdiğiniz kitap nedir ve neden seviyorsunuz?

İnsanların kitapları sevmesinin sebebi çoğu zaman kitaptaki olayları, karakterleri kendine yakın görmesidir. Benimse en sevdiğim kitap Albert Camus adlı yazarın "Yabancı" isimli kitabıdır. Ana karakterimiz Meursault'un duygusuzluğu ve hayata karşı tavrı, beni derin düşüncelere sevk ediyor ve kendi duygusal deneyimlerimle bağlantı kurmama yardımcı oluyor. Kitap kişinin duygusal sorgulamalarını, varoluşsal bunalımlarını çok sade bir dille anlatıyor. Hayatı neden yaşadığını her sayfasında sana tekrar sorgulatıyor.

Beyaz zambaklar ülkesinde okunması gereken mükemmel bir kitaptır. Türkiye'nin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından da önerilmiş kitaplardandır. Konusu aşırı hoş ve kendine çeken düşündüren bir kitaptır. Okumamış olan herkese öneriyorum.

Etkilendiğim o kadar fazla kitap var ki seçim yapmak çok zor ama gözümü kapattığım anda ilk aklıma gelen kitap “Olasılıksız- Adam Fawer” oldu. Kitabın içeriği o kadar güzel ki. Bilim, felsefe, psikoloji, maceranın bulunduğu ve beyin yakan terimini kullanabileceğimiz şaşırtıcı bir kitap. Olasılık teorisini harika bir anlatımla aktarmış. Kitap okuma alışkanlığımı kaybettiğim sıralarda kitaplığımdan alıp okuduğum bir kitaptı ve alışkanlığımı geri kazanmama yardımcı oldu. Abartmak istemesem de kitabın son bölümünü okumamak için (çünkü bitmesini istemiyordum) 3 gün bekledim ama dayanamadım ve bittiğinde de gerçekten çok üzüldüm. Bence herkesin okuması gereken bir kitap. Bunun yanında kitabın yazarı çok başarılı, diğer kitabı ve olan “Empati” yi de beğenmiştim. Onu da okuyabilirsiniz ✨^[1]

Robinson Crusoe. İlk okuduğum kitaplardan biri. Beni tamamen hikayenin içine alan birkaç kitaptan biri. Empati yapmayı sonuna kadar başarabilmiştim. Bitirdiğim için üzüldüğüm başka bir kitap yok sanırım.

Beni en çok etkileyen kitap muhtemelen "Esaret Yıllarım & Asteğmen Vehbi Bey'in Sibirya'dan Kaçışı " isimli eserdi. 1. Dünya Savaşı'nda Kafkasya'da Ruslara esir düşen bir askerin Sibirya'daki esir kampında olan anılarını ve o kadar uzak bir yerden olan Anadolu'ya kadar olan Rus takibiyle birlikte kaçışını anlatıyor. Bana kalırsa böyle birşeyi yaşamak çok üst düzey bir durum, kaçma rotaları bile ilginç. Sibirya'dan trenle (aktarma var tabi) Azerbaycan'a oradan İran'a, İran'dan Anadolu'ya gelip Kurtuluş Savaşı'na katılmak muazzam birşey, sürekli olan Rus takibi ve çatışmaları saymıyorum bile. Trenle gidiyorsan kendini gizlemen gerekiyor bunu nasıl başardığını da anlatıyor Vehbi Bey.