Ses, herhangi bir fiziki nesnenin titreşmesi sonucu oluşan dalgalanmadır. Atomlar durdukları yerde hareket etmezler. Ya da bir kuvvetin etkisiyle hareket ederlerse de bir yöne giderler. Titreşme ise nesnenin, durduğu yerde bir ileri bir geri ya da sağa sola gibi niteleyebileceğimiz harekette bulunmasıdır. Bir nesne titreşirse de ona komşu diğer atomları titreştirir ve bir dalga oluşur. İşte bu dalgayı da canlılar, en azından dalga algılayabilen canlılar ses olarak algılar.
Siz elinizi masaya vurduğunuzda eliniz, masayı oluşturan molekül ve atomları bir anlığına sarsıyor. Masa sağlam bir yapı olmasa elinizin verdiği kuvvet yönünde hareket etmeli. Ama etmiyor, ahşabın fiziki dayanımı size direniyor. Ama vurma anında da bir an temas ettiğiniz bölgedeki atomlar çok kısa bir mesafede ve sürede girip geliyor. İşte bu titreşim. Gitti ve geldi. Bu gidip gelme, o alana temas eden havadaki hidrojen, oksijen, azot, hangi gaz ise, o gazın atomlarını titreştiriyor. Onlar yanındakileri, onlar yanındakileri, bu zincire de dalga diyoruz işte. O dalga, kulağınıza kadar geliyor.
Bu açıklamalara göre diyebiliriz ki ses, madde değildir. Ses, maddeye uyguladığımız bir etkinin sonucudur. Ki konuya madde açısından yaklaşırsak da maddenin temel özelliklerinden biri olan kütleye sahip değildir örneğin. Buna göre de sesin madde olmadığını söyleyebiliriz.
Umarım açıklayıcı olmuştur.