İnsan dünyaya benliğini sürekli ispat etme ihtiyacı hisseder, bu ihtiyaç Abraham Maslow'un ihtiyaçlar pramidinde de vurglandığı üzere bellirli bir sıraya hakimdir. Bir önceki tamamlanmadan bir sonrakine geçilemez, Maslow ihtiyaçlar hiyerarşisi ile insan motivasyonu iç içe geçmiş ve birbiri ile her zaman ilişkilendirilmiştir zira ikisi de temelde çeşitli ihtiyaçların karşılanmasına dayanmaktadır. Bu ihtiyaçlar, temel ihtiyaçlardan, somut hayatta kalma gereksinimlerinden bir bireyin psikolojik refahını çevreleyen karmaşık, duygusal ihtiyaçlara kadar bir dizi insan arzusunu kapsayabilir.[1]
Besin almaya, barınaklara veya güvende olmaya nasıl ihtiyaç duyuyorsak diğer insanlarla ilişki kurmaya, onlarla duygularımızı ve yaşamımızı paylaşmaya da o kadar derin bir ihtiyaç duyarız.’Psikoloji literatürü, sosyal bağlantıların ve etkileşimlerin, insanların yaşam kalitesini artırdığını ve kişisel gelişimimizi desteklediğini göstermektedir. Batı dünyasında hayat tatminiyle ilgili yapılan çalışmalardan elde edilen en temel bulgu şu: Mutluluğu belirleyen şey, bir insanın toplumsal bağlarının genişliği ve zenginliği. Ne kadar derin bağ kurabiliyorsak o kadar huzurlu ve mutluyuz. Kendimizden ne kadar sunabiliyorsak, başka insanlara ve varlığa ne kadar verebiliyorsak o kadar mutluyuz.[2]
Sonuç itibariyle insan görünüşte basit ama iç benliği olarak çok derin bir yaratılışa sahiptir. Yaşadıkları ve deneyimleri kendisine sürekli yük olan insan eğer zamanla kendi ruhani dünyasında yükselmek istiyorsa fırsat buldukça düşünsel yüklerini atmalı ve gidebildiği en tepeye yükselmelidir.
Kaynaklar
- T. Türkmen, et al. Maslow İhtiyaçlar Hiyerarşisi Nedir?. (17 Nisan 2021). Alındığı Tarih: 19 Şubat 2024. Alındığı Yer: Mevam Psikoloji | Beylikdüzü Psikolog | Arşiv Bağlantısı
- L. Psikiyatri. Neden Sosyal Ilişkilere Ihtiyaç Duyuyoruz? - Limbus. (11 Temmuz 2023). Alındığı Tarih: 19 Şubat 2024. Alındığı Yer: Limbus | Arşiv Bağlantısı