Öyle bir ihtimal var tabi ki.
Biz insanlar, bu gezegendeki diğer hayvanlarla birlikte evrimleştik, çünkü duyularımız bize geniş, test edilebilir bir gerçeklik algısı sağladı; böylece uçurumlardan aşağı atlamadık, yanardağlara girmedik ve bizi besleyen, yiyeceğe yönlendiren bilgileri takip ettik. Eğer yırtıcıysak, avı bulup yakalarız, eğer avsak, türümüzün hayatta kalması için yeteri kadarımızın yenilmekten kaçmasına izin veririz.
Bazı hayvanlar çok daha yüksek veya daha düşük ses frekanslarını duyabilir, bazıları ise insanların göremediği ışık dalga boylarını görebilir, çünkü bunlar, o yaşam biçiminin hayatta kalmasını sağlar. Muhtemelen hiçbirimiz x-ışınlarını, radyo dalgalarını veya son derece uç sınırların ötesindeki ses dalgalarını tespit edemeyiz, ancak hayatta kalmamızı destekleyecek yeterli duyulara sahibiz. Eğer algıladığımız gerçeklikler "gerçek" gerçeklikler olmasaydı tür olarak hayatta kalamazdık.
Gerçekliğin bilimsel araçlar olmadan tespit edemeyeceğimiz pek çok parçasının olduğunu, hatta algılayamadığımız uzayın daha yüksek boyutlarının olabileceğini ancak bunların hayatta kalmamız için gerekli olmadığını öğrendik. Hatta, hiç bir zaman kavrayamayacağımız bir gerçeklik içinde de yaşıyor olabiliriz ama algılayabildiğimiz şey, hayatta kalmamıza izin verecek kadar "gerçek" gerçekliktir.
Bunlar beynimizde oluşturulan bir tür soyut, sanal gerçeklik olarak görülmemelidir. Çünkü bu tür sanrılar ortaya çıktığında, ciddi bir akıl hastalığı rahatsızlığı olarak kabul edilir ve eğer kimse bize yardım etmezse hayatta kalmamızı tehdit eder.