Yapay seçilimle ilgili detayli bilgi için makaleye bakabilirsiniz.
İnsanlar Türleşmeyi Nasıl Yönlendiriyor?
Makalemizin bundan sonraki noktasında, Bilimsol'da yazan Zeynep Ersoy'a kulak veriyoruz: Biyoçeşitliliği anlamak ve korumak insanlar için zorlu bir süreç. Son on yıldır koruma biyolojisinde, koruma uygulamalarının mutlak tür çeşitliliğini değil de net tür çeşitliliğini dikkate alması gerektiği vurgulanıyor. Yani insan müdahalesinin, kazanımları ve zararlarının birlikte analiz edildiği bir koruma bakiyesi olarak ifade edilmesinin önemi belirtiliyor. Fakat dünyada genel olarak bakıldığında biyoçeşitliliğin azalması olarak mutlak tür çeşitliliği, yani zaman içerisinde yok olan tür sayısı bir gösterge olarak kullanılmaya devam ediyor.
Türlerin yok olma hızı, her on yılda toplam tür sayısının yüzde 1-2’si olarak tahmin ediliyor. Fakat insan müdahalesi sadece türlerin yok olmasına neden olmuyor. Türlerde karakter değişiminin görüldüğü 198 çalışmanın 162’sinde insan faktörünün önemli bir yeri var. Ayrıca çok sayıda çalışmada insanların bitki türleşmesinde önemli bir aracı olduğu gösteriliyor. Bütün bu bilgiler akla şu soruları getiriyor: İnsan müdahalesi hangi yollarla türleşmeye yol açıyor ve insanın biyoçeşitlilik üzerindeki net katkısı ne kadar? Ve eğer biyoçeşitlilik üzerindeki net etkimizin nötr olduğu ortaya çıkarsa bu kabul edilebilir bir şey midir?
İnsan Kaynaklı Türleşme
İnsan aktivitelerinin doğrudan ya da dolaylı yollarla coğrafi ya da fiziksel üreme bariyerleri oluşturduğu görülebiliyor. Bu durum aynı türün alt popülasyonlarına farklı seçici baskıların etki etmesine ve yeni karakterlerin gelişmesine neden oluyor. Yeterince uzun süre geçtiğinde ise yeni karakterlerin oluşması ve tam türleşmeye neden olabiliyor.
Avlanma
İnsan avlanma baskısından etkilenen 40, doğal baskılara maruz kalan 20 ve diğer insan müdahalelerinden (kirlenme vb) etkilenen 25 popülasyonun karşılaştırıldığı bir çalışmada ise fiziksel değişimin avlanma baskısıyla karşı karşıya olan popülasyonlarda diğerlerinden yüzde 300 daha fazla olduğu görülüyor. Ticari balıkçılık, evrimsel değişim hızına yılda yüzde 0.1- 0.6 oranında katkıda bulunuyor.
Bütün bunlara ek olarak, yeni ekosistemlerin oluşturulması, genetikteki gelişmeler (GDO vb.), mikroorganizmaların insanlarla birlikte evrimi gibi etkiler de insan müdahalesinin türleşmeye olan katkılarına birer örnek.
Peki, eğer insan müdahalesi yeni türlerin oluşmasını türlerin yok olması ile aynı hızda etkiliyorsa, insan müdahalesinin yok edici etkilerini kabul edebilir miyiz? Eğer sadece türlerin sayısını düşünürsek bu etki tabii ki de kabul edilemez ve yok olan türlerin bu şekilde telafi edilmesi mümkün değil. Nesli yok olan tür sayısı ve tür çeşitliliği, biyoçeşitlilik ve koruma biyolojisinde bir gösterge olarak kullanılsa bile, ekosistem faaliyetleri ve servisleri, popülasyon yoğunluğu ve yayılmasındaki azalmayı göstermekten çok uzak. Bu yüzden sadece tek bir ölçüt kullanarak biyoçeşitlilikte net kayıp olmadığı çıkarımı yapmak kabul edilebilir değil. Koruma biyologlarının ve toplumun aslında biyoçeşitiliğe dair neyi ve neden korumak istediğine karar vermesi ve uygulaması için yeni ölçütlerin belirlenmesi şart.
Kaynaklar
- Yazar Yok. Evrim Ağacı. (19 Aralık 2019). Alındığı Tarih: 19 Aralık 2019. Alındığı Yer: Bağlantı | Arşiv Bağlantısı