Devletlerin dini olur mu? Devletlerin dini olmamalı mıdır?
Bu iki sorunun ayrı ayrı cevaplanması gerekir. Bu cevaplar da sanırım sadece felsefi olarak cevaplanmalıdır.
Evet tarihte devletlerin dini olmuştur. Çünkü dinler hem millet oluşturmak ve sıfırdan inşa etmek için harika bir gereçtir hem de devleti yönetenler dini kendi uluslarını yönetmek için kullanırlar. Devlet yöneticileri din sayesinde bir ulus sahibi olurlar, ulusu yönetirken ve uluslararası siyasette din sayesinde ittifaklar, savaşlar ve barış düzenleri inşa ederler. Din gibi harika bir gereçten hiçbir yönetici vazgeçmek istemez. Din toplumları yönetmek dışında bireyler için de harika ideolojilerdir. Bir dine inanan gerçek inançlı bireyler devletler, örgütler ve ruhban sınıfı için harika bir araçtır hatta bir silahtır. Tüm bu nedenlere bakınca devletin dini benimsemesi çok anlaşılabilir bir karardır.
Devletlerin dini olmamalı mıdır? Olmamalıdır diyenler Avrupa'daki laisizm fikrinden hareketle din ve devletin ayrılmasını savunur. Ama bu düşünce uygulamada devletin dinsizleşmesinin gerekli olduğunu ifade eder. Fakat tarihte laisizmi benimseyen devletlerin aslında uygulamada bunu başardıklarını söylemek zordur. Resmi olarak devletin dini olmasa da, ya devlet dini yönetmekte, ya da dine ait ruhban sınıflar toplumu yönetmeye devam etmekteler. Devlet bireyi, dinin ruhban sınıflarına karşı koruyamamaktadır. Çünkü aileler çocuklarına sormadan onları bir dini takip eden bireyler olarak tescil ettirmektedir. Çocukların çoğu akıl baliğ olunca dini tercihlerini yeniden gözden geçirmeyi düşünmemektedirler.
Dinin birey ve toplum üzerinde başka bir etkisi ise kültür, gelenek ve göreneklerin dinin çerçevesi içinde form bulmasıdır. Bu nedenle bir bireyin toplumdaki kültür ve gelenekleri yok sayarak ayrı bir alt kültür oluşturması çok zor, belki de imkansızdır.
Burada mesele devletin resmi dini olup olmamasından ziyade, devletin din ve vicdan özgürlüğü ve bireysel tercihleri koruyan pratiği sağlamasıdır. Birey, toplum, din, hatta devlet kurumlarına karşı korunabilmelidir. İfade ve inanç özgürlüğü gerçekten var olmalıdır. Bu konuda başarılı bir devletin resmi dini olup olmaması aslında çok da önemli değildir.