Bence hayati sevmek ve yasamak istemek bir Tanriyi yada herhangi bir yaraticinin var oldugunu kabul etmekten gecmiyor kesinlikle. Oyle olsaydi inancli olan hic bir insan mutsuz olmazdi ki biz bunun dogru olmadigini biliyoruz. Ayrica bir cok dine baktiginiz zaman goreceksiniz ki hepsinde sizi seven ama cezalandirmak icin her hareketinizi kayit altina alan bir tanri inanci var. Aslinda dusundugumuz zaman boyle bir tanrinin var oldugunu bilmek sizi hayattan sogutacaktir.
Benim fikrime gore, dinler insanlari kolayca yonetmek amaciyla cikartilmis tamamen insan uyarlamasi olan pratikler. Ustelik bir cogu da birbirinden esinlenmis ve benzer kurallari getirmis. Beni en cok uzen kisimlari ise kadinlari surekli korunmasi gereken bir esya olarak gormeleri. Mesela yahudi ortodox kadinlar evlendikten sonra saclarini gosteremezler. Cogu saclarini kazitir ve peruk takmaya baslar. Ayrica saclarini kazittiklari zaman bir arinma rituelinden gecerler. Ayni sekilde asiri tutucu Hristiyanlar da kadinlar "modest" muhafazakar giyim tarzini benimsemelidir. Son olarak hepiminizin bildigi Islam anlayisinda ergenlige ulasildigindan itibaren kizlar ziynet yerlerini kapatmalidir. Nedense her turlu kurali gonderen Tanri bu ziynet yerlerini kitapta aciklamamis ve biz kadinlari bir hurafeler silsilesi olan Hadislere yonlendirmistir. Bu sozde hadislerin kim tarafindan ve neye gore yazilmis olduklari bilinmemektedir.
Sonuc olarak hayati ve yasami sevmek icin illa bizi yaratan bir guc oldugunu dusunmemiz gerekmez. Bizler zaten evrenin birer parcasiyiz. Hepimiz zamaninda olmus bir yildizin tozlarindan meydana geldik ve benim aklima yatan en mantikli dusunce, bir yatarilandan bahsedersek, tanrinin aslinda evrenin kendisi oldugu ve bizlerin de kendi kendine anlamaya ve tanimlamaya calisan birer evren parcalari oldugudur..
Not: Gorunen o ki turkce klavye bulmam gerekecek. Yazim hatalari icin simdiden ozur diliyorum ve ilk soru-cevap yayinim oldugu icin hos gormenizi umuyorum :)