Sorun özgürlük sorunu...
Cinselliğin, kimi toplumlarda şaka, nispeten daha geri toplumlarda ise küfür malzemesi olması, bugün itibarı ile elbette yetişme tarzı, çevre, inanç ve cinselliğe temel bakışla ilgilidir fakat bununla sınırlı değil.
Kökeni ta sınıflı toplumların temeli olan özel mülkiyete, buna bağlı olarak ilk mülkleştirilenin, cinsel kimlik üzerinden kadın oluşuna kadar gider.
Bunun sürekliliği için o gün bu gündür, özel mülkiyetin egemen olduğu her yerde kimi zaman din, kimi zaman aile ve çoğu zaman egemen örfi ve genel toplumsal kurallar üzerinden,hem ruhban sınıfı eli ile hem de doğrudan egemen devlet eli ile cinsellik yasaklı bir tabuya, cinsel kimlik, özellikle kadının başta olmak üzere bir "tapuya" dönüştürüldü.
Yasaklı olan haliyle ilgi çeker. Bir de zaruri bir ihtiyaç ise ve türlü yol ve yöntemle men edilmesi ne doğanın ne evrimin işleyişine uygun değil ise, bir şekilde kendini var edecektir.
Nispeten modern toplumlarda şaka ile karışık aşağılama,feodal toplumlar ile bu toplumların daha modern ülkelere giden fakat kendini adapte edemeyen topluluklarında ise küfür, cinselliğin, cinsel baskılanmışlığın, açlığın bir dışavurumu olacaktır.
Aslında özüne bakarsanız cinsel içerikli şaka ve küfür cinsellik ile ilgili doğru ve cesurca ifade edilemeyen bir özgürlük çığlığından başka bir şey değildir.
Ancak bu bununla sınırlı değildir. Cinselliği alınır satılır bir metaya dönüştüren, kadını mülkleştiren egemen kafa ile aynı kadını ve cinselliğini ulaşılamaz, erişilemez, bedeli "kutsal aile" üzerinden ödenmesi gereken bir tabuya dönüştüren kafa aynı. Hatta bununla yetinmeyip bunu pornografi üzerinden bir pazara dönüştüren de.
Sonuç; olağan bir şeyi (cinselliği) olağan dışı kıl, tamamen özgür olması gereken bir alanı bin bir yol ve yöntem ile kısıtla, yasakla, hurafeler ile bu alanı ulaşılamaz bir tabuya dönüştür sonra parsel parsel tapulayarak alım gücü olana sat.
Bu bazen bir koca bazen bir patron da olabilir.
Sonra milyonları erdem, sadakat, iffet palavraları ile besle. Ardından pornografiye yaşamın her alanında , cinselliğin bir tercih, bir olağan paylaşım değil bir pazar malı olduğunu bağıra bağıra söylet...
Keşke olan sadece şaka ve küfürle sınırlı olsa.
Fuhuş, taciz, tecavüz hep yaratılan bu hastalıklı zeminin ürünü ne yazık.
Kimi bir özgürlük talebinin üstü örtülü ifadesi çoğu ise özel mülkiyetçi erkek egemen kafanın, ben sahibim, sahip olmalıyım diyen hastalıklı yapısı.
Dünyanın en güzel, özel ve zaruri şeyi bile bir "tüccarın" elinde ancak bu kadar acı verici olabilirdi. En güzel ve özgür olması gereken değerlerimize bile, çıkarının bir aracı yapıp fiyat biçeninden...
Korkarım ki cinsellik tamamen olağan, kişiye ve tercihine özel bir alan olarak toplumun kılcal damarlarına nüfuz etmedikçe bu tablo değişmeyecek.
Yolun neresindeyiz derseniz. Uygar batı bir nebze aşmış olsa da kadının ve cinselliğinin pazarı halen aktif. Doğu , toplulukta göte döt demeye devam ederken öte yandan en orijinal cinsel küfürlerde sınır tanımıyor, eşini, sevgilisini, arkadaşını önce cinsel bir obje sonra insan olarak görmeye devam ediyor. El ele tutuştu diye masum aşkları taşa tutarken, birbirini boğazlayanı, tacize, tecavüze uğrayanı görmemek için perdesini çekmeye devam ediyor.
Gerek toplumların ipini elinde tutanlar (egemenler) gerekse bunların evdeki izdüşümleri ( erkekler), tutsaklarından daha özgür olamayacaklarını kavrayacağı ( kavratılacağı) güne kadar korkarım ki bu böyle sürecek. Firavunluğu evrim pisliğini devrim temizler.